Page 643 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 643
Tahsilât
halde; hukuka aykırı olarak tahsil edilen vergiler dolayısıyla vergi idareleri tarafından
mükelleflere ödenecek maddi tazminatın miktarının, davadaki istem de gözetilerek,
anılan gecikme faizinin oranına göre, hukuka aykırı olarak tahsil edilen verginin Dev-
let Hazinesinde kaldığı süre için hesaplanacak miktar kadar olması da, Anayasa’da
öngörülen eşitlik ve adalet ilkelerinin gereğidir”. Bu karara göre hukuka aykırı tahsil
edilen vergiler için gecikme faizi oranında ve maddi tazminat niteliğinde olan faiz mü-
kellef lehine de söz konusudur.
1929.2. Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 26.03.2004 tarih ve E:2003/317,
K:2004/41 sayılı kararında ise konuyla ilgili olarak şu açıklamalara yer verilmiştir:
“Bir alacağa bağlı olarak faiz talep edilebilmesi için, sözleşme veya yasa hükmüne
dayanılması gereklidir. Verginin haksız tahsil edildiğinden bahisle dava açılması ve
davanın kabul edilmesi durumunda kanuni faiz talebinde bulunulması, 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28 inci maddesinin son fıkrasına göre, mahkeme
kararının geç infaz edilmesi halinde mümkündür. Buna karşılık, bir verginin hukuka
aykırı olarak tahsili nedeniyle, tahsil tarihinden itibaren yükümlüler lehine faiz işleye-
ceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından, faiz yönünden bozma hükmüne
uyulmadan verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.” Bu karara göre
ise hukuka aykırı tahsil edilen vergiler için, kanuni faize hükmedilebilmesi ancak
mahkeme kararının 30 gün geçirilerek infaz edilmesi durumunda mümkündür. Yani
Mahkeme kararının idareye tebliğinden itibaren 30 güne kadar iade yapılırsa faiz
ödenmeyecek, bu süre geçirildikten sonra ise faiz ödenebilecektir.
1929.3. Danıştay 7. Dairesi’nin 26.03.2002 tarih ve E:2000/134, K:2002/1223 sayılı
kararında ise konu ile ilgili yapılan açıklamalar şu şekildedir: “…vergi mahkemesi ka-
rarının idareye tebliğinden itibaren 30 gün içinde, kararın gereğinin yerine getirilme-
miş olması sebebiyle, 30'uncu günden itibaren hesaplanacak kanuni gecikme faizinin
davacıya verilmesi gerektiğinden, mahkeme kararının bu hususa yönelik hüküm fık-
rasında da isabet bulunmamaktadır. Davacı tarafından, verginin tahsil edildiği tarih-
ten itibaren faize hükmedilmesi talep edilmekte ise de; gerek Vergi Usul Kanunu’nda
, gerekse diğer vergi kanunlarında, Danıştay veya Vergi Mahkemeleri tarafından vergi-
lerin yükümlülere iadesine karar verilmesi durumunda, yükümlü lehine kanuni faize
hükmedilmesini öngören herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, temyiz dilek-
çesinde ileri sürülen hususlar, mahkeme kararının, faiz isteminin bu kısmının reddine
yönelik hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.” 1406
1929.4. Bununla birlikte Danıştay 4. Dairesi’nin 6.10.2011 tarih ve E:2011/5499,
K:2011/6892 sayılı kararında bu konuda yeni bir yaklaşım sergilenmiştir. Bu kararda,
Anayasa Mahkemesi’nin 14.5.2011 tarih ve 27934 sayılı Resmi Gazete’de yayımla-
nan ve yayım tarihinden itibaren 1 yıl sonra yürürlüğe girecek olan 10.02.2011 tarih
1406 Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 06.03.1997 tarih ve E:1995/283, K:1997/138 sayılı kararı; bir
verginin hukuka aykırı olarak tahsili nedeniyle geri verilmesi yanında faize de hükmedilemeyeceği, yönündedir.
TBB | 615