Page 645 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 645
Tahsilât
nen tecil faizi oranında hesaplanan faiz, 120’nci madde hükümlerine göre red ve
iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödenir.”
1931. Kanunun fazla ve yersiz tahsil edilen vergilerin iadesinde faize ilişkin bu düzenlemesi
ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı’nca 418 Seri No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebli-
ği 1409 yayımlanmıştır. Tebliğ’de bu hususta ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir. Teb-
liğ’de yer alan açıklamalar esas alınarak bu konu ile ilgili olarak şunlar söylenebilir:
1931.1. Vergi hata hataları sebebiyle mükelleflerden fazla veya yersiz tahsil edilen vergilerin
iadesinde bu hüküm uyarınca faiz ödenmesi söz konusu olacaktır. 1410 Vergi hatasının
ortaya çıkarılması düzeltme ve şikâyet yoluyla müracaat ile olabilecektir. Vergi davala-
rı neticesindeki iadeler yönünden İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 28’inci madde-
sindeki düzenleme uygulanacaktır.
1931.2. Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergiler, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften
kaynaklanması hâlinde müracaat tarihinden, diğer hallerde tahsil tarihinden düzelt-
me fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar hesaplanacak faiz ile iade edilecektir.
Yani her iki halde de mükellefe düzeltme fişi tebliğ edilecek ve bu tarihe kadar faiz
hesaplanacaktır. Ancak faizin başlangıç tarihi fazla veya yersiz tahsilâtın mükelleften
kaynaklanıp kaynaklanmamasına göre değişmektedir.
1931.3. Örneğin, mükellef daha evvel vermiş olduğu bildirim üzerine tahakkuk eden vergiyi
ödemiş ve daha sonra bildirimde hata olduğu gerekçesiyle fazla vergi ödediğini belir-
terek, fazla ödediği verginin iadesini (mahsuben veya nakden) talep etmişse, düzelt-
me talebinin kabul edilmesi halinde, mükellefe iade edilecek vergi için müracaat tari-
hinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar faiz hesaplanacaktır.
Diğer taraftan, fazla veya yersiz tahsil edilen vergilerin iade edilebilmesi için varsa
1409 08 Eylül 2012 tarih ve 28405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
1410 Danıştay 9. Dairesi’nin 15.05.2018 tarih ve E:2014/8079 K:2018/2972 sayılı kararı: Davacının, Vergi Mahke-
mesinin ödeme tarihi ile başvuru tarihi arasında işleyecek yasal faiz isteminin reddine yönelik hüküm fıkrasına ilişkin
temyiz istemine gelince; ...Anayasanın 125'inci maddesinin 1'inci fıkrasında idarenin her türlü eylem ve işlemlerine
karşı yargı yolunun açık olduğu, son fıkrasında ise idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle
yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinde de, idari
işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri
için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları ile idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları
doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türlerinden olduğu hükmüne yer verilmiş-
tir. ...İdarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerinden dolayı idare edilenlerin uğrayacakları her türlü zararın tazmini,
"idarenin sorumluluğu" ile ilgili kurallarla sağlanır. Esasen, idari yargının varlık nedenlerinden biri de budur. Kuruluş,
görev ve yetkileri bakımından bir kamu idaresi olan vergi idarelerinin de hukuka aykırı işlemleri nedeniyle ortaya
çıkan zararı tazmin etmesi yukarıda açıklanan Anayasa kuralının ve hukuk devleti ilkesinin gereğidir. Hukuka aykırı
işlem nedeniyle ortaya çıkan zararın tazmini amacıyla talep edilen faiz, kişinin nakdinden bir süre için yoksun kalması
nedeniyle, zarara uğramamak amacıyla karşı taraftan istemeye hakkı olduğu karşılık olup, hukuk devletinde, bir
zararın faiz adı altında ödenecek tutarla karşılanabilmesi için, açık yasa hükmü aranması düşünülemez. Aksine
anlayış; Anayasanın 125'inci maddesinin son fıkrasında yer alan "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı
ödemekle yükümlüdür" hükmü ve İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun yukarıda belirtilen 2'nci maddesinde tanımlanan
"tam yargı davası"nın varlığı ile bağdaştırılamaz. ...Yargı kararıyla kaldırılan vergilendirmeler nedeniyle tahsil edilmiş
tutarların ilgililere iadesi sırasında, ödeme tarihi ile fiilen iadesi tarihi arasında geçen süre için enflasyondan kaynak-
lanan bir zarar söz konusudur. Bu zararın, idarenin tahsil etmemesi gereken bedeli tahsil etmesi sonucunda idari bir
işlemden kaynaklanması nedeniyle idare tarafından giderilmesi gerekir. Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararında
tahsil tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmemesinde hukuki isabet görülmemiştir.
TBB | 617