Page 536 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 536
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
1.7.7. Tebliğ Yerine Geçen İşlemler
1604. Tebliğ işlemlerinin, belirttiğimiz tebliğ usulleriyle yapılması esas olup, vergilendirme ile
ilgili olarak yapılan işlemler ise ancak bundan sonra hüküm ifade edecek bir duruma
gelir. Bununla birlikte, Vergi Usul Kanunu ve diğer vergi kanunlarında, bu esasın dı-
şında tebliğ yerine geçecek bazı işlemlere de yer verilmiş ve Vergi Usul Kanunu’nun
109’uncu maddesinde tebliğ yerine geçen bu işlemlerin mahfuz olduğu hüküm altına
alınmıştır.
1605. Örneğin, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 30’uncu maddesinde, verginin idarece
tarhı ile ilgili olarak özel bir tebliğ esası düzenlenmiştir. Buna göre, anılan madde
kapsamında tarh edilen vergiler ve cezalarına ilişkin ihbarnameler, bir taraftan mükel-
lefin bilinen adresine posta ile gönderilir. Öte yandan vergi dairesinin ilan koymaya
mahsus mahalline asılır. Vergi mahkemesinde dava açma suresi, adreste tebliğ ya-
pıldığında bu tarihte, aksi durumda, ilan tarihinden baslar. Buradaki özellik, dava
açma süresinin tebliğ veya ilan gününü izleyen tarihten değil, fakat aynı günden baş-
lamasıdır (Pehlivan,2005:4).
1606. Beyan usulüne göre alınan vergilerde yükümlüye ayrıca tarh işleminin tebliği
gerekmez; tarh ve tahakkuk aşamaları birlikte gerçekleşir. Tahakkuk fişinin mükellefe
verilmiş olması tebliğ yerine geçmekte ve ayrıca tebliğ işlemine gerek kalmamaktadır.
1607. Tebliğ yerine geçen işlemlerde, tebliğ günü bu işlemin yapıldığı gün olup, yasal süreler
tebliğ yerine geçen işlemin yapıldığı günü izleyen günden başlayacaktır.
1.8. Hatalı Tebliğler ve Tebliğin Geçersiz Sayılacağı Haller
1608. Tebliğlerle ilgili, tebliğ evrakındaki hatalar ve tebliğ usulündeki hatalar olmak üzere iki
çeşit hatadan bahsedilebilir. Tebliğ evrakındaki hatalar Vergi Usul Kanunu’nun
108’inci maddesinde düzenlenmiştir. Tebliğ usulündeki hatalar, kanunun tebliğ usu-
lünü belirleyen hükümlerine aykırılık halinde söz konusu olmaktadır. Önceki kısımlar-
da da vurguladığımız üzere, usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş evrakların hüküm
ifade etmesi söz konusu değildir. Hatalı tebligat yapılmış olduğunun tespiti halinde
zamanaşımı süresi de göz önüne alınarak tebliğin Vergi Usul Kanunu’nun tebliğ hü-
kümlerine göre tekrar düzeltilmesi gerekmektedir. 1145
1609. Tebligatın usule uygun şekilde yapılması zorunlu olmakla birlikte usulsüz yapılsa bile,
ilgilinin bilgisine girmesi durumunda o tarih itibariyle geçerli kabul edilir. 1146 Bu tarihin
geçerli olarak kabul edilebilmesi için muhatap tarafından öğrenme-ıttıla tarihi olarak
beyan edilmesi gerekir. Bu durumla özellikle usulsüz tebliğ işleminden sonra dava
açılması durumunda karşılaşılmaktadır. Bu durumda, usulsüz tebliğ üzerine açılacak
davada, mahkemelerce davacı tarafından öğrenme tarihi olarak gösterilen tarih göz
1145 Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 07.07.2004 tarih ve 31948 sayılı özelgesi.
1146 Danıştay 4. Dairesi’nin 08.10.1996 tarih ve E:1995/4981, K:1996/3474 sayılı kararı.
508 | TBB