Page 538 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 538
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
1.8.2. Tebliğ Usulünde Hata
1614. Vergi Usul Kanunu’nun 108’inci maddesinde yer alan tebliğ evrakında hatanın yanı
sıra, tebliğin kanunda belirtilen usullere uygun olarak yapılmamış olması durumunda
da hatalı tebliğ söz konusu olacaktır. Tebliğ işlemleri Vergi Usul Kanunu’nun, tebliğ ile
ilgili hükümlerinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yapılmazsa tebliğ geçersiz
sayılır. Bu durumda belediyeye itiraz edilebileceği gibi vergi mahkemesine başvurula-
rak idari işlemin iptali de talep edilebilir.
1614.1. Her ne kadar ödeme emrine karşı açılacak davalarda itiraz nedenleri 6183 sayılı
Kanun ile belirlenmiş ise de hatalı tebliğe rağmen mükellefin tarhiyata dava açma
süresini kaçırmış olması ve kesinleşen alacağın ödeme emri düzenlenerek tebliğ
edilmesi durumunda ödeme emrine karşı açılan davalarda, tahakkuk ile ilgili tebliğle-
rin hatalı olduğu ileri sürülebilir. 1149 Bu şekilde yapılan itirazlar yargı tarafından dikka-
te alınmaktadır (Gınalı,2011:220).
1615. Tebligat işlemlerinin sıhhatine etki eden durumların mükellef ve/veya idare
tarafından derhal tespit edilmesi ve ortadan kaldırılması gerekmektedir. Aksi halde
mükellef haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiği durumlar ortaya çıkabilmekte ve vergi
idaresi ile mükellef ilişkilerin üzerine oturduğu “güvene dayalı temel” sarsılmaktadır.
Buradan hareketle, vergi idaresinin de hatalı tebligat işlemlerin mahal vermeyecek
düzenlemeleri yapması ve yeri geldiğinde -mükellef başvurusunu beklemeksizin- ha-
talı tebligatları düzelterek vergisel işlemlerin sıhhatini yeniden temin etmesi gerekli-
dir. Zira, hatalı tebliğe muhatap olanların idareye başvurma veya vergi mahkemesin-
de dava açma yolları açıktır (Akın,2007:2-12). Nitekim hatalı tebliğler nedeniyle hem
tebligat işleminin ve hem de dolayısıyla tebliğ edilen evrak ve bu evraka ait işlemlerin
geçersiz sayıldığına ilişkin pek çok yargı kararı bulunmaktadır.
1615.1. Yargı organlarınca verilmiş olan çeşitli kararlarda -dava açma süresi geçirilmiş
olmasına rağmen- hatalı tebliğe istinaden gerçekleşen tarhiyata ilişkin çıkarılan öde-
me emirlerini iptal etmektedir. Danıştay 4. Dairesi’nin E:1995/1945 ve
K:1995/5872 sayılı kararında: “Takibe konu vergi ve cezanın Vergi Usul Kanunu’nun
tebliğ hükümlerine göre tebliğ edilmemesi halinde kesinleşmesinden söz edilemez”
denilmiştir.
1615.2. Hatalı tebligata ilişkin diğer bir önemli husus, ilgilinin bilinen adreslerine tebliğ
yapılmadan ilanen tebliğ yoluna gidilmesidir. Bu durumda da ilanen tebligatı geçerli
sayabilmek mümkün bulunmamaktadır. Danıştay tarafından da, bu hususa vurgu
Değerlendirmede, İdarenin başvurana verdiği cevaplarda karara karşı başvuru yolunu göstermediği, hangi sürede
hangi mercilere başvurabileceğini göstermediği bu nedenle “karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi” ilkesine
uymadığı anlaşılmış olup, İdareden bundan böyle bu ilkeye de uyması beklenmektedir gerekçesiyle şikayetin kabulü-
ne; 213 sayılı vergi usul kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde gerekli düzeltme işlemlerinin tesisi hususlarında
belediye başkanlığına tavsiyede bulunulmasına karar verilmiştir.
1149 Danıştay 4. Dairesi’nin 29.06.2004 tarih ve E:2003/1803, K:2004/1564 sayılı kararı; ödeme emrinin dayanağı
ihbarnamelerin, borçlunun bilinen adreslerine usulüne uygun tebliğine çalışılmadan ilanen tebliğ edilmesi halinde
kamu alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, yönündedir.
510 | TBB