Page 614 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 614
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
yan alacakların da ödeme emrinde yer almaması gerekmektedir. Örneğin, haksız fiil
veya kira sözleşmesinden kaynaklanan alacakların ödeme emrinde yer alması müm-
kün değildir. 1329 Ödeme emrinde hukuken yer almaması gereken bu tür hususlara yer
verilmesi halinde geçerli bir ödeme emrinden bahsedilemeyecektir. Ödeme emrinin
iptal edilmesini önlemek ve vergi alacağının tahsilini geciktirmemek için bu tür ala-
cakların ödeme metninde yer almamasına özen gösterilmelidir.
1833.1. 6183 sayılı Kanun’un 55’inci maddesinin 2’nici fıkrası uyarınca ödeme emrinde;
1) Borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları;
2) Borcun nereye ödeneceği;
3) Borcun müddeti (15 gün) içerisinde ödenmesi veya borcu karşılayacak kadar mal
bildiriminde bulunması;
4) Müddetinde ödenmediği veya mal bildiriminde bulunulmadığı takdirde borcun
cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek
üzere hapis ile tazyik olunacağı;
5) Gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı;
hususlarının yer alması şarttır. 1330
1833.2. Ödeme emrinde bulunması zorunlu olan bu haller dışında ayrıca;
6) 6183 sayılı Kanun’un 58’inci maddesi uyarınca ödeme emrine karşı dava açma
süresinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün olduğu;
7) Ödeme emrine karşı dava açılması halinde yetkili mahkemenin hangi Vergi Mah-
kemesi olduğu ve yargılama sonucunda tamamen veya kısmen haksız çıkılması du-
rumunda 6183 sayılı Kanun’un 58’inci maddesi uyarınca hakkında dava reddolunan
miktarda amme alacağının % 10 zamla tahsil edileceği;
hususlarının da ödeme emrinde yer alması gerekmektedir. 1331
1833.3. Kendisine ödeme emri tebliğ olunan borçlu tarafından, böyle bir borcu olmadığı veya
kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı gibi nedenlerle tebliğ tarihinden itibaren
1329 Danıştay 10. Dairesi’nin 24.06.1993 tarih ve E: 1991/3917, K:1993/2687 sayılı kararı; İdarenin bir özel hukuk
kişisi olarak yaptığı taahhüt senedi sözleşmesinden kaynaklanan, dolayısıyla akitten doğan alacağın 6183 sayılı
Yasaya göre takip ve tahsiline olanak bulunmadığı, yönündedir. Danıştay 9. Dairesi’nin 26.09.1988 tarih ve
E:1987/1904, K:1988/2891 sayılı kararında; kira bedelinin tahsilinde 6183 sayılı Kanun’un hükümlerine göre
tanzim ve tebliğ olunan ödeme emrinde yasal isabet bulunmadığı, belirtilmektedir.
1330 Danıştay 7. Dairesi’nin 26.03.1997 tarih ve E: 1995/7420, K:1997/1301 sayılı kararında; 6183 sayılı Kanun’un
55. maddesinde belirtilen ödeme emri niteliğinde tanzim edilmeyen yazının kanunda öngörüldüğü şekilde düzenlen-
memiş olması nedeniyle ödeme emri olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmadığından, mahkemece, yedi günlük
süre içerisinde açılmadığından bahisle, davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği,
belirtilmektedir.
1331 Danıştay 4. Dairesi’nin 13.11.2006 tarih ve E: 2005/2134, K:2006/2156 sayılı kararına göre; ödeme emrinin
içeriğinde dava açma süresine ilişkin bilgiye yer verilmemesi durumunda ödeme emrine karşı 7 gün içerisinde dava
açılması zorunluluğundan bahsedilemez. Benzer yönde; Danıştay 9. Dairesi’nin 30.10.2014 tarih ve E:20118676,
K:20146872 sayılı kararı.
586 | TBB