Page 676 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 676
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
2029. Vergi hatası taşıyan işlem tarh aşamasında oluşabileceği gibi tahsil aşamasında da
gerçekleşebilir (Öztürk ve Yiğit,2009:175). Bu hata ile vergi fazla veya eksik tahakkuk
veya tahsil edilmiş olabilir. Hata, belediyeden veya mükelleften kaynaklanmış olabilir.
Vergi hatası verginin aslında veya gecikme faizi, gecikme zammı 1478 ya da cezalarda
meydana gelmiş olabilir. Nitekim Vergi Usul Kanunu’nun 375’inci maddesinde, vergi
cezalarında yapılan hataların, vergi hataları için belli edilen usul ve şartlara göre dü-
zeltileceği düzenlenmiştir. 1479 Vergi hataları, hesap hatası veya vergilendirme hatası
şeklinde ortaya çıkabilir. Bu hata türleri Kanun’un 117 ve 118’inci maddelerinde
düzenlenmiştir.
2.1.1.1. Hesap Hataları
2030. Vergi Usul Kanunu’nun 117’nci maddesi hesap hatalarını düzenlemiş bulunmaktadır.
Kanun, hesap hatalarının neler olduğunu saymıştır. Bunlar; matrah hataları, vergi
miktarında hatalar ve verginin mükerrer olmasıdır. Bu sayılanlar içerisinde kalan ha-
talar hesap hataları olarak değerlendirilecektir.
2.1.1.1.1. Matrah Hataları
2031. Matrah hatası, vergilendirme ile ilgili beyanname, tahakkuk fişi, ihbarname, tekâlif
cetveli ve kararlarda matraha ait rakamların veya indirimlerin eksik veya fazla göste-
rilmiş veya hesaplanmış olmasıdır.
2032. Bir verginin matrahı, üzerine bir oran ya da tarife uygulanarak ödenecek vergi
miktarının hesaplanmasına yarayan ekonomik değeri veya fiziki bir unsuru ifade et-
mektedir. Emlak vergisi, Emlak Vergisi Kanunu hükümlerine göre tespit edilen bina ve
arazi (arsa dahil) vergisi matrahları üzerinden, Emlak Vergisi Kanunu’nda yer alan
oranlara göre hesaplanan bir vergidir. Ödenecek emlak vergisi bina, arazi veya arsa-
nın ilgi belediyelerce arsalar için takdir komisyonunca 4 yılda bir takdir olunan değer
1478 Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 11.12.1992 tarih ve E:1992/117, K:1992/463 sayılı kararı;
gecikme zammının, Vergi Usul Kanununun kapsamında olduğu, düzeltme ve şikayet başvurusuna konu yapılabileceği
yönündedir. Danıştay 4. Dairesi’nin 13.05.1991 tarih ve E:1990/1749, K:1991/1749 sayılı kararında; 6183 sayılı
Kanun’un 51’inci maddesindeki düzenlemeye göre; gecikme zammının ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme
alacağının vadenin bitim tarihinden itibaren hesaplanıp uygulanan ve amme borçlusunun ödememe eyleminin müey-
yidesini teşkil ettiği, gecikme zammının, üzerinden hesaplandığı alacağın aslını doğuran olay ile bir ilişkisi olmadığı,
ödenmiş bulunan gecikme zammının vergi hatası kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı belirtilmekte-
dir. Ancak Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 11.12.1992 tarih ve E:1992/117, K:1992/463 sayılı
kararında; herhangi bir kamu alacağının düzeltme ve şikâyet konusu yapılması ve alınacak cevaba karşı dava açıla-
bilmesinin, söz konusu kamu alacağının Vergi Usul Kanunu kapsamında bulunmasına ve olayda aynı kanunun
116’ncı maddesinde tanımlanan vergi hatası bulunduğu iddiasıyla düzeltme ve şikâyet yolunun izlenmiş olmasına
bağlı olduğu, gecikme zammının Vergi Usul Kanunu kapsamında bir kamu alacağı olduğu, gecikme zammı istenmesi-
nin vergi hatası oluşturup oluşturmadığının incelenerek karar verilmesi gerektiği, belirtilmektedir. Danıştay 4. Daire-
si’nin 27.10.2003 tarih ve E:2003/1437, K:2003/2553 sayılı kararı; vergi borcunun vade tarihinden sonra verilen
mahsup dilekçesi nedeniyle hesaplanan gecikme zammının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116 ve 117’nci mad-
deleri kapsamında değerlendirilemeyeceği, yönündedir.
1479 Danıştay 3. Dairesi’nin 30.10.1997 tarih ve E:1996/5668, K:1997/3699 sayılı kararı; 213 Sayılı Vergi Usul
Kanunu’nun vergi hatalarının düzeltilmesine ilişkin 116’ncı ve devamı maddelerinin içeriği itibariyle yalnızca vergi ve
vergiye bağlı olarak kesilen cezaları kapsadığı, yönündedir. Bu durumda vergi hataları kapsamında olan cezaların
vergi ziyaı cezaları olduğu, usulsüzlük cezalarının vergi hataları kapsamında düzeltmeye konu edilemeyeceği söylene-
bilir.
648 | TBB