Page 721 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 721
Emlak Vergisi Uyuşmazlıklarının Çözümü
TL’yi aşmayan davalarda tek hakim tarafından verilecek kararlara karşı istinaf kanun
yoluna başvurulamaz ve bu kararlar kesindir. 1621
3.3. Emlak Vergisi Davalarında Taraflar
2178. İdari Yargılama Usul Kanunu, idari davalarda davacı olabilmek için özel düzenleme
yapmıştır. Kanun’un 2’nci maddesine göre, iptal davaları menfaatleri ihlal edilenler
tarafından; tam yargı davaları ise idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğ-
rudan muhtel olanlar (bozulanlar, zarar görenler) tarafından açılabilir. Bununla birlikte
Vergi Usul Kanunu’nun 377’nci maddesinde, mükellefler ve kendilerine vergi cezası
kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava
açabilecekleri düzenlenmiştir. Dava, davacı olma ehliyeti bulunmayan kişilerce açılır-
sa, ehliyet yönünden reddedilir. 1622
2179. Vergi Usul Kanunu’nun 377’nci maddesi her ne kadar mükellefler ibaresini
kullanmakta ise de bu ibare mükellef olmaması gerekip de hakkında mükellefiyet
işlemi tesis edilenleri 1623 hem de vergiden sorumlu tutulanları kapsamaktadır. Emlak
vergisinde kimlerin mükellef olacağı Emlak Vergisi Mükellefleri kısmında incelenmiş-
tir. Ayrıca emlak vergisine özel bazı sorumluluk hallerine ilişkin olarak Emlak Vergisi
Mükellefiyeti ve Sorumluluğunda Özel Durumlar kısmında ayrıntılı açıklamalara yer
verilmiştir. Burada kısaca mükellefiyet nedeniyle davacı olabilecekler olarak şunlar
sayılabilir; emlak vergisine konu taşınmazın maliki, intifa hakkı sahibi, malik gibi ta-
sarruf edeni, eski maliki, yeni maliki, paylı mülkiyette paydaşlar, bunların mirasçıla-
rı… 1624
1621 İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 45’nci maddesi uyarınca.
1622 Danıştay 4. Dairesi’nin 24.11.2004 tarih ve E:2003/1891, K:2004/2305 sayılı kararı; borçlu şirket adına düzen-
lenen ödeme emirlerinin yönetim kurulu üyesi olan davacıya tebliğ edilmiş olmasının davacı hakkında hiç bir hukuki
sonuç doğurmayacağından davacının menfaatinin ihlal edildiği de kabul edilemeyeceğinden davanın ehliyet yönün-
den reddi gerektiği, yönündedir.
Danıştay 9. Dairesi'nin 18.10.2018 tarih ve E: 2014/1425 K:2018/6439 sayılı kararı: Dosyada bulunan belgelerin
incelenmesinden; emlak vergisi beyannamelerinde Park Denizcilik İşletmeleri A.Ş.'nin unvanının yer alması ve sunu-
lan bir kısım makbuzlarda da ödemelerin bu şirket tarafından yapıldığının görülmesi karşısında olayda davacının
menfaatinin ihlal edilip edilmediğinin ve dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığının açıklığa kavuştu-
rulması icap ettiğinden, Danıştay Dokuzuncu Dairesi tarafından 28.05.2018 tarihli ara kararla davalı idareden dava
konusu yıllara ait emlak vergisinin kimin adına tahakkuk ettiği ve kim tarafından ödendiği sorulmuş olup; cevaben
gönderilen yazıdan ve yazı ekinde sunulan belgeler ve tahsilat makbuzlarından söz konusu emlak vergilerinin muha-
tabının ve ödeyeninin Park Denizcilik Hopa Limanı İşletmeleri A.Ş. olduğu görülmüştür. ...Öte yandan emlak vergisi
beyannamelerinde yer alan şirket ünvanının "Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş." olarak düzeltilmesi talebini içeren
davacıya ait 08.03.2018 tarih ve 440-770 sayılı dilekçe de anılan beyannamelerin davacı şirket tarafından verilme-
diğini ve emlak vergisinin davacı adına tahakkuk etmediğini kanıtlar niteliktedir. ...Her ne kadar mahkemece Hopa
Limanı'nda bulunan taşınmazlara ait emlak vergisinin mükellefinin davacı şirket olduğu ve işletme hakkının Park
Denizcilik Hopa Limanı İşletmeleri A.Ş.'ye devredilmesi nedeniyle vergilerin anılan şirket tarafından ödenmesinin
verginin mükellefini değiştirmeyeceğinden davacının ehliyetli olduğu kabul edilerek işin esası hakkında karar veril-
mişse de; olayda davacı adına tahakkuk etmediği anlaşılan emlak vergilerinin Park Denizcilik Hopa Limanı İşletmeleri
A.Ş. tarafından ödenmesi nedeniyle davacının mal varlığında bir azalma olmaması ve herhangi bir menfaatinin vergi-
sel anlamda ihlal edilmediğinin anlaşılması karşısında salt mükellef olduğu için davacının ehliyetli olduğunun kabulü
suretiyle işin esasına girilerek verilen kararda isabet görülmemiştir.
1623 Danıştay 4. Dairesi’nin 07.10.2003 tarih ve E:2002/4036, K:2003/2246 sayılı kararı; mükellefiyet tesisine
ilişkin işlemin, davacının hukukunu olumsuz yönde etkileyen idarenin tek yanlı ve kesin işlemi olarak nitelendirilmesi
ve iptal davasına konu edilebileceğinin kabul edilmesi gerektiği yönündedir.
1624 Danıştay 9. Dairesi’nin 01.10.2015 tarih ve E:2015/8523 K: 2015/10134 sayılı kararı: Emlak Vergisi Kanunun
TBB | 693