Page 761 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 761
Emlak Vergisi Uyuşmazlıklarının Çözümü
nu’nun 3’üncü maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin
muamelelerin gerçek mahiyetinin 1722 esas olduğu belirtilmiştir. 1723 belediyece taşın-
maza ilişkin vergilendirmeyle ilgili bir işlem tesis edilecekse, taşınmazın fiili durumu-
nun yoklama ile tespit edilmiş olması önemlidir. 1724 Nitekim bu türden bir tespit ya-
pılmadan yapılan işlemlere karşı dava açıldığı takdirde bu nedenden dolayı işlemler
iptal edilmektedir. Ancak bu konuda mahkemelerin de yeterli araştırma yapmadıkla-
rını da belirtmekte fayda vardır. Nitekim 3’üncü maddenin devamında, vergiyi doğu-
ran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü
delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit
ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı ve iktisadi, ticari ve teknik
icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun
iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu belirtilmek-
tedir.
2303. Bu durumda, vergi usulünde vergiyi doğuran olay ve olaya ilişkin muamelelerin gerçek
mahiyetinin tespitinin esas olduğu ve bu hususun vergi yargılamasında da göz önün-
de bulundurulması gerekmektedir. Mahkeme tarafından gerçek mahiyetin tespiti ve
böylece davanın sonuçlandırılabilmesi için taşınamaza ait her türlü resmi belgeler
araştırılmalı, taşınmazda keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır. Mahkemece, ta-
şınmaza ait tapu kaydı, beyanname ve bildirimler, imar durumları, 1725 tahsilat mak-
buzları, tebligat alındılar ve benzeri belgeler dava konusu uyuşmazlığın çözümünde
delil olarak göz önünde bulundurulabilir.
2304. Dava konusu uyuşmazlıkla ilgili keşif ve bilirkişi incelenmesi yapılması uyuşmazlığın
çözümünde önemli katkılar sağlayabilir. Emlak vergisinde hukuki ihtilafın taşınmaz-
dan kaynaklandığı durumlarda mahkemece taşınmazın bulunduğu mahalde keşif
yapılması ve konu ile ilgili teknik konular nedeniyle bilirkişiye inceleme yaptırılması ile
fiili durum doğru bir şekilde tespit edilerek sorun çözülebilecektir. 1726
1722 Danıştay 3. Dairesi’nin 28.03.1998 tarih ve E:1997/1803, K:1998/1997 sayılı kararı; maddi olayın yanlış nite-
lendirilmesi sonucu verilen kararda yasal isabet bulunmadığı, yönündedir.
1723 Danıştay 4. Dairesi’nin 26.09.2007 tarih ve E:2007/1020, K:2007/2905 sayılı kararında da, Türk vergi siste-
minde gerçek gelirin vergilendirilmesinin esas olduğu, ifade edilmiştir. Emlak vergisi yönünden de esas olanın gerçek
servetin vergilendirilmesi olduğu söylenebilir.
1724 Ayrıntılı açıklamalar için Yoklama bölümüne bakılmalıdır.
1725 Bazı davalarda mahkemelerce, taşınmazın kısıtlı olup olmadığı hususunda, taşınmaz üzerinde kaçak yapı bulun-
masına rağmen bu konuda belediyenin savunması ve keşif incelemesi dikkate alınmamakta ve Vergi Usul Kanu-
nu’nun 3’üncü maddesine aykırı olarak karar yalnızca imar durumuna göre verilmektedir.
1726 Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 19.2.2014 tarih ve E:2013/904, K: 2014/61 sayılı kararı: … Uyusmaz-
lık, emlak vergisine konu olan tasınmazın vergi degerinin hesaplanmasında dikkate alınan sokagın mevkiinin belir-
lenmesi sonucu yeni vergi degeri üzerinden yapılan ikmalen tarhiyata iliskin oldugundan; öncelikle tasınmazın cephe-
sinin hangi sokaga baktıgına iliskin ihtilafın giderilmesi gerekmektedir.
Bunun için ise; vergi mahkemesince gerekirse mahallinde kesif ve bilirkisi incelemesi yapılarak uyusmazlıgın çözüm-
lenmesi ardından varsa Emlak Vergisi Kanununun 30'uncu maddesinin 3'üncü fıkrasında belirtilen kısıtlılık haline
iliskin hususlar da incelenerek dava hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir. Kurul’un aynı tarihli
E:2013/908, K: 2014/63, E:2013/909, K: 2014/62, E:2013/910, K: 2014/64, E:2013/913, K: 2014/65 sayılı
kararları da aynı içeriktedir.
TBB | 733