Page 774 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 774
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
4) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla be-
lirlenmesi,
5) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,
6) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlan-
mış bulunması,
7) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hâkimin katılmasıyla karar verilmiş
olması,
8) Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni
bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme
yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş
bulunması,
9) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki
protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesin-
leşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.
2358. Yargılamanın yenilenmesine başvurma süresi, genel olarak 60 gün olmakla birlikte;
tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir
kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme ya-
hut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş
bulunması durumunda 10 yıl, hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya
Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hak-
ları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması durumunda ise, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıldır. Bu süreler,
dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden
başlatılarak hesaplanır.
3.16. Emlak Vergisi Bakımından Söz Konusu Olabilecek Davalar
2359. Emlak vergisinde, diğer vergi türlerine karşı açılabilecek davalar gibi, tarhiyat ve
tahsilât aşamalarındaki kesin ve yürütülebilir olan, 1741 mükellefin menfaatini etkile-
1741 Danıştay 3. Dairesi’nin 12.05.1998 tarih ve E:1997/888, K:1998/1688 sayılı kararı; davacının tarh tahakkuk ve
dava safhalarından geçtikten sonra kesinleşen vergi ve ceza borçlarının kendilerine bildirilmesi istemiyle yaptığı
başvurusuna istinaden bildirilen vergi ve ceza borçları ile birlikte gecikme zammı ve gecikme faizini de içeren yazının
idari davaya konu olacak kesin ve yürütülebilir bir işlem olmadığı, yönündedir. Danıştay 3. Dairesi’nin 14.05.2009
tarih ve E:2007/2504, K:2009/1623 sayılı kararı: Davacıya vergi borcu bulunduğunu ve borcun ödenmemesi halin-
de adına kayıtlı taşınmazların satılacağını duyuran 25.5.2006 gün ve 8505 sayılı işlem ödemeye davet niteliğinde
olan, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığından, idari davaya konu edilmesine olanak bulunmayan işleme
karşı açılan davanın 2577 sayılı Yasanın 15'inci maddesinin l'inci fıkrasının (b) bendi uyarınca reddi gerekirken süre
aşımı nedeniyle reddedilmesi yolunda verilen kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir. Danıştay Vergi
Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 11.04.1997 tarih ve E:1995/425, K:1997/187 sayılı kararı; kesin ve yürütülmesi
gereken bir idari işlem niteliğinde olmayan tebligatın idari davaya konu edilmesi mümkün olmadığından, davanın
reddi gerekirken, tebligatın davacı açısından geçersiz sayılması yönünde verilen ısrar kararın hukuka uygun olmadığı,
yönündedir. Danıştay 4. Dairesi’nin 24.01.1991 tarih ve E:1991/95, K:1991/297 sayılı kararına göre; yoklama
tutanaklarının ilgililerin hukukunu doğrudan etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik
yaratan irade açıklamaları olarak kabulü ile iptal davasına konu edilebilmeleri mümkün değildir.
746 | TBB