Page 775 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 775
Emlak Vergisi Uyuşmazlıklarının Çözümü
yen işlemlere karşı dava açılması mümkündür. 1742 Dava konusu olabilecek işlemlere,
takdir komisyonu kararları, inşaat birim maliyeti tebliği, mükellefiyet tesisi, muafiyet-
ten kaynaklanan işlemler, kısıtlılıktan kaynaklanan işlemler, uzlaşmanın gerçekleş-
memesi, ihbarname, ödeme emri, ihtirazi kayıtla ödeme, ihtiyati haciz, haciz ve satış
işlemleri örnek olarak verilebilir. Bu durumlara ilişkin aşağıda ayrı ayrı açıklamalara
yer verilmiştir. Bu açıklamaların bu işlemlere ait kitabın önceki bölümlerinde yer alan
açıklamalarla birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
3.16.1. Takdir Komisyonu Kararlarına Karşı Dava Açılması
2360. 4751 sayılı Kanun’la yapılan yeni düzenlemeyle emlak vergisinde beyan sistemin
kaldırılmış olduğu ve bunun yerine arsa/arazi değerinin komisyonca takdir edilecek
olan asgari değerlere göre tespit edileceği ve vergi konusu taşınmazda vergi değeri-
nin değişikliğine neden olabilecek durumlarda bildirim verilmesini zorunlu kılan bildi-
rim sisteminin getirilmiş olduğu daha önceki açıklamalarda belirtilmişti.
2361. 4751 sayılı Kanun öncesindeki dönemde arsa/arazi değerleri (bina vergisinde arsa
payı değeri) takdir komisyonunun belirleyeceği birim değeri esas alınarak tespit olu-
nacak değerden düşük olmamak üzere, mükelleflerce beyan edilmekteydi. Mükellef-
ler tarafından verilen beyannamelerde arsa/arazi değeri olarak bu değerden daha
fazla değer bildirilebilmekte olduğu gibi, daha sonra kamulaştırma, cebri icra, izaleyi
şüyu gibi daha fazla değerler ortaya koyan durumların gerçekleşmesi durumunda
beyan edilen değerlerle bu işlemler için esas alınan değer arasındaki fark için ikma-
len tarh yoluna gidilebiliyor ve duruma göre mükellef hakkında ceza söz konusu olabi-
liyordu.
2362. 4751 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik sonrası arsa/arazi takdir komisyonlarının
tespit edecekleri birim değerlerin Belediye ve mükellefler açısından değerin tespiti
bakımından esas ve bağlayıcı olması karşısında, bu takdir komisyonu kararları büyük
bir önem kazanmış bulunmaktadır. Takdir komisyonu kararları nedeniyle hukuki
uyuşmazlık çıkması nedeniyle, bunun çözümlenmesi bakımından diğer vergilendirme
işlemlerine göre özel düzenlemeler yapılmıştır. Bunların başında bu hukuki ihtilafların
ancak dava yoluyla çözümlenebileceği, düzeltme ve şikayet yolunun söz konusu ola-
mayacağı, 1743 dava açma ehliyeti, dava süresi, davanın görülmesi gibi durumlar gel-
mektedir.
1742 Danıştay 4. Dairesi’nin 23.12.1986 tarih ve E:1985/1209, K:1986/4141 sayılı kararı; vergi ile ilgili tebligatın
yapılmasındaki usulsüzlüğün, tebligat konusu işlemin dava konusu edilmesi halinde davada ileri sürülebileceği ve
idarenin bilgi verme niteliğindeki yazısının idari dava konusu olamayacağı, yönündedir. Danıştay 7. Dairesi’nin
26.05.1998 tarih ve E:1997/2574, K:1998/2036 sayılı kararı; vergi uygulaması bakımından tereddüde düşülen
hususlarla ilgili olarak yapılan başvurular üzerine verilen "açıklama"lara karşı dava açılamayacağı yönündedir. Bu
nedenle açıklama niteliği taşıyan özelge ve sirkülerlerin dava konusu olamayacağını da belirtmek gereklidir.
1743 Danıştay 9. Dairesi’nin 21.10.1999 tarih E:1999/745, K:1999/3699 sayılı kararında; takdir komisyonu kararın-
daki değerin düşük veya yüksek olduğu yolundaki iddiaların hukuki ihtilaf niteliği taşıdığı ve ancak komisyon kararının
tebliği üzerine süresinde vergi mahkemesinde açılmış bir davada incelenebileceği bu durumda kesinleşen değer
yerine kaim olmak üzere düzeltme hükümleri uyarınca yeniden birim değer takdir edilmesinde hukuka uyarlık bulun-
madığı, belirtilmiştir.
TBB | 747