Page 780 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 780
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
3.16.1.3. Karar ve Karar Sonrasında Yapılacak İşlemler
2371. Yapılan yargılama sonucunda mahkemece davanın reddine, kabulüne veya kısmen
kabulü ve kısmen reddine karar verilebilir. 1752
2372. Uygulamada bu tür davalar için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, bilirkişi
raporundaki değerlerin komisyon kararındaki değerlerden düşük olması durumunda,
iptal kararı ya da kısmen kabul kısmen red kararı verilmektedir. Ancak burada özellik-
le oluşturulacak bilirkişi heyetinin, bu konuda uzman olması gerekmekte ve farklılığın
nedenleri açıkça ortaya konulmalıdır. Gerekirse tarafların itirazına göre ikinci bir he-
yetten de rapor alınarak karar verilmeli, kararda değerlere etki eden faktörler belirtil-
melidir. 1753
2373. Mahkemece kararın hüküm fıkrasında takdir komisyonu kararının iptali ile birim
değeri olarak yeni bir değere karar verilmesi usule aykırılık teşkil edecektir. Danıştay
7. Dairesi’nin, 12.04.1985 tarih ve 1984/3570 E. 1985/1039 K. sayılı kararında:
“…idari yargıda re'sen araştırma ilkesi esas olduğundan mahkemelerce bakılan dava-
lara ait dosyadaki belgelerin gerçeğe ulaşılmasına yeterli bulunmaması halinde her
türlü incelemeleri kendilerinden yapmaları 2577 sayılı Kanunun 20 nci maddesi
hükmü gereği, takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı (…)
esası benimsenmiştir. ...Bilindiği üzere, yargılama sonucu bir tarafa yargılama giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o
tarafın dava açmak ya da dava açılmasına sebebiyet vermek suretiyle karşı tarafın yargılama masrafı yapmasına
neden olmasıdır. ...Karar verilmesine yer olmadığı yolunda verilecek karar ise, dava konusu işlemin hukuka aykırı
veya uygun olduğunu ortaya koyan bir karar türü olmadığı gibi; davanın taraflarından herhangi birinin haklılığını ya da
haksızlığını ortaya koyacak nitelikte bir karar da değildir. ...Diğer taraftan, yasal düzenlemeden önceki kanun hükmü-
ne dayanılarak tesis edilen işlemin, sonradan yürürlüğe konulan yasa hükmü gereği hukuki neticelerinin tamamen
veya kısmen ortadan kaldırılmış olması hukuka aykırı olduğuna karine teşkil etmeyeceği, dava konusu işlemin tesis
edildiği tarih itibarıyla hukuka uygunluk ve dolayısı ile tarafların davadaki haklılık durumu ile ilgili olarak bir değerlen-
dirme yapılamadığı göz önünde bulundurulduğunda, ne davalı idarenin, ne de davacının haklı olup-olmadığı husu-
sunda sarih bir sonuç çıkartılamayacağı açıktır. ...Bu durumda, davacının bakılan davayı açmakta herhangi bir kusuru
bulunmadığı gibi, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren kanun hükmü nedeniyle konusuz kalan davada idarenin de
bu davanın açılmasına sebebiyet verecek bir kusurundan söz edilemeyeceğinin açık olduğu cihetle, uyuşmazlık
konusu olayda davanın tarafları hakkında herhangi bir haklılık - haksızlık değerlendirmesi yapılamadığından ve dava-
nın açılmasında tarafların herhangi bir kusuru bulunmadığından, yargılama giderlerinin taraflar arasında eşit şekilde
paylaştırılması ve taraflar lehine karşılıklı olarak vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği
sonucuna varılmakla birlikte, davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği görüldüğünden, kararın davalı idare lehine
vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmında ve yargılama giderlerinin tamamının davalı idare üzerinde bıra-
kılmasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
1752 Danıştay 9. Dairesi’nin 01.02.1983 tarih ve E:1983/773, K:1983/420 sayılı kararında; idari mahkemelerce
verilecek kararların davanın red iptal veya kısmen ret ve kısmen iptal olarak sonuçlandırılması gerektiği, mahkemece
böyle hareket edilmeyerek takdir komisyonu kararının onanması veya tadilen onanması şeklinde karar verilmesinde
de yasaya uyarlık görülmediği, belirtilmiştir. Danıştay 9. Dairesi’nin 10.03.1983 tarih ve E:1983/1349, K:1983/1643
sayılı kararı: … idari bir işlem olan takdir komisyonu kararına karşı açılan davanın da iptal davası olduğu kuşkusuz
bulunduğundan idari mahkemelerce verilecek kararların davanın reddi, kısmen reddi işlemin iptali veya kısmen iptali
şeklinde sonuçlandırılması gerekirken mahkemece böyle hareket edilmeyerek bilirkişice bulunan değerlerin arsa
değeri olarak takdirine karar verilmesinde yasa hükümlerine bu yönde uyarlık bulunmaktadır.
1753 Danıştay 9. Dairesi’nin 01.02.1983 tarih ve E:1983/773, K:1983/420 sayılı kararında; önceden bilirkişi incele-
mesi yaptırılmış olduğuna göre; sonradan bu incelemeye itibar edilmemesi halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptı-
rılması gerektiği, böyle hareket edilmeyerek, evvelce kabul edilmeyen takdir komisyonu kararına dayanılarak karar
verilmesinde usul hükümlerine uyarlık bulunmadığı, belirtilmektedir. Danıştay 9. Dairesi’nin 27.12.1985 tarih ve
E:1985/2164, K:1985/2001 sayılı kararı; yasa ve tüzük hükümlerine uygun olarak yaptırılan bilirkişi incelemesi
sonucu asgari birim değer tespitinde yasaya aykırılık bulunmadığı, yönündedir. Danıştay 9. Dairesi’nin 22.04.2014
tarih ve E:2014/2569 K:2014/1855 sayılı kararı, daha önce bilirkişi incelemesi yaptırılarak hakkında karar verilen ve
kararın da Danıştay tarafından onandığı sokak değeri bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılarak yeniden değer
belirlenmesine ilişkin Mahkeme kararında hukuka uyarlık olmadığına dairdir.
752 | TBB