Page 778 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 778
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
tarhiyatta esas alınan karardan dolayı yapılan tahakkuktan dolayı mükellefe bildirim
yapılmış olduğunu ve mükellefin 2019 Mayıs dönemi öncesi vergileri ödemediğini ve
bu dönemde ihtirazi kayıtla ödeme yaparak dava açtığını varsayalım. Bu durumda
mahkemece tahakkuka karşı süresinde dava açılmadığı (2018 yılının Ocak ve Şubat
aylarında tahakkuk gerçekleştiğinden, yazının tebliğinden itibaren 30 günlük sürede
dava açılması gerekli olduğu) gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerekmektedir. Da-
va süresinde açılmış olsaydı bu durumda da mahkemenin takdir komisyonu kararı
hakkında vereceği kararın, taşınmazın değerine esas alınan cadde veya sokak yö-
nünden mi yoksa yalnızca o taşınmaz yönünden mi olacağı sorunu gelmektedir. Bu da
birçok yeni uyuşmazlığa neden olabilecektir.
2367. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5 inci maddesine göre; her idari işlem aleyhine ayrı
ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep–
sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir. Bir-
den fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya men-
faatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin
aynı olması gerekir. Bu bakımdan her bir takdir işlemine karşı ayrı ayrı dava açılması
gereklidir. Bununla birlikte; birden fazla mükellefin veya bir mükellefin kendisine ait
aynı, sokak, cadde veya mahallede bulunan taşınmazlar bakımından tek dilekçe ile
dava açması mümkündür. Mükellef, takdir komisyonu kararını öğrenmesine sebebi-
yet veren ödeme emri, ihbarname, haciz gibi işlemlerle birlikte takdir komisyonu kara-
rına karşı, yargılama usulü farklılığı dolayısıyla birlikte iptal davası açamaz.
2368. Takdir komisyonu kararlarına karşı açılan davalarda mahkemelerce söz konusu
komisyonun ilgili bulunduğu taşınmazlar yönünden keşif ve bilirkişi incelemesi yapıl-
ması söz konusu olmaktadır. 1749 Uygulamada bu tür davalar için keşif ve bilirkişi ince-
lemesi yapılarak, bilirkişi raporundaki değerlerin komisyon kararındaki değerlerden
düşük olması durumunda, iptal kararı verilmektedir. Ancak burada özellikle oluşturu-
lacak bilirkişi heyetinin, bu konuda uzman olması gerekmekte olup farklılığın neden-
leri de açıkça ortaya konulmalıdır. Gerekirse tarafların itirazına göre ikinci bir heyetten
1749 Danıştay 9. Dairesi’nin E:1983/5244 K:1983/6241 ve E:1986/2443 K:1986/2773 sayılı kararları.
Danıştay 9. Dairesi'nin 16.6.2014 tarih ve E:2014/497 K:2014/4163 sayılı kararı: Anılan yasal düzenlemeye göre
Takdir Komisyonlarının arsalara ve araziye ait asgari ölçüde birim değerlerini dört yılda bir belirleme yetki ve görevi
bulunmakta olup, izleyen üç yıl ise aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde arttırılmak
suretiyle asgari ölçüde arsa m² birim değerinin tespit edileceği tabiidir.
Bu itibarla, Vergi Mahkemesi tarafından 2014 yılında uygulanmak üzere takdir edilen asgari ölçüde arsa m² birim
değeri için gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekirken, 2012 yılında yapılan keşif ve
bilirkişi incelemesi dikkate alınarak yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde arttırılması suretiyle 2014 yılı birim
değeri bulunacağı gerekçesiyle karar verilmesinde yasal isabet görülmemiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 08.11.2017 tarih ve E: 2017/523 K: 2017/539 sayılı kararı: Davacının
başvurusu üzerine; kesinleşen takdir komisyonu kararının düzeltilmesini gerektiren bir hatanın bulunmadığı yolunda
hakkında yeni bir işlem tesis edildiğinden, dava konusu edilen bu işlemin esasının incelenmesi gerektiğinde de kuşku
bulunmamaktadır. Ancak, yapılacak yargısal denetimin, söz konusu işlemin hukuka uygun olup olmadığının tespitine
yönelik olması gerekirken, ortada kesinleşmiş bir takdir komisyonu kararı bulunmasına rağmen, bilirkişi incelemesi
yaptırılmak suretiyle arsa m² birim değerinin yeniden belirlenmesi suretiyle karar verilmesinde hukuka uygunluk
görülmemiştir.
750 | TBB