Page 116 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 116
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
lerden “paylı mülkiyet halinde malik olanların, hisseleri oranında; elbirliği mülkiyette
maliklerin müteselsilen sorumlu” olacakları hükmü getirilmiştir.
294. Emlak vergisinin mükellefi tapuda üzerine bina, arazi veya arsa kayıtlı olan gerçek
veya tüzel kişiler, varsa intifa hakkı sahipleri her ikisi de yoksa malik gibi tasarruf
edenlerdir. 182 Maliklik, intifa hakkı sahipliği ve malik gibi tasarruf etme durumlarından
birinin varlığı, emlak vergisi mükellefiyetini doğurmaktadır.
294.1. Emlak vergisinin gerçek mükellefi taşınmazın malikidir. Malik bir taşınmazın
kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olan kişidir.
294.2. Bir taşınmaz, tapuda kayıtlı mülkiyet sahibinden başka biri adına intifa hakkı
tescilli 183 ise, bu durumda emlak vergi mükellefi intifa hakkı sahibidir. Kanundan do-
ğan intifa haklarında tapuya tescil şartı aranmamaktadır. İntifa hakkı tapuya tescil
edilmemiş olsa bile, emlak vergi mükellefi intifa hakkı sahibidir. Sözleşmeden doğan
intifa haklarının ise tapuya tescili şarttır. Sözleşmeden doğan bir intifa hakkı tapuya
tescil edilmemiş ise vergi mükellefi intifa hakkı sahibi değil binanın malikidir.
294.3. Herhangi bir taşınmaz üzerinde kanunen malik ya da intifa hakkı sahibi olmaması
durumunda malik gibi tasarruf edenler varsa bu durumda emlak vergisi mükellefi bu
malik gibi tasarrufta bulunan kişiler olacak, emlak vergisi mükellefi olma ödevleri bu
kişiler tarafından yerine getirilecektir. 184 Emlak Vergisi Kanunu'nun 3’üncü maddesi
uyarınca, binanın maliki veya intifa hakkı sahibinin olması durumunda, bina vergisi
binaya malik gibi tasarruf edenden istenemeyecektir. 185
182 Danıştay 9. Dairesi'nin 15.11.2006 tarih ve E:2005/2599, K:2006/4397 sayılı kararında da; bina vergisini bina-
nın malikinin ödeyeceği, maliki bulunan taşınmazlarda intifa hakkı tesis edilmesi halinde emlak vergisini taşınmazın
maliki yerine intifa hakkı sahibinin ödeyeceği, ancak taşınmazın maliki ve intifa hakkı sahibinin bulunmaması halinde
taşınmaza malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği, belirtilmiştir.
183 Danıştay 9. Dairesi'nin 22.02.2017 tarih ve E:2016/17677 K:2017/2045 sayılı kararı; Türk Medeni Kanununun
794. maddesinde, intifa hakkının taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabileceği, aksine
düzenleme olmadıkça bu hakkın, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlayacağı; 795. maddesinde,
intifa hakkının, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurula-
cağı belirtilmiştir. …Bu hükümlerden, emlak vergisini taşınmazın malikinin ödeyeceği, maliki bulunan taşınmazlarda
intifa hakkı tesis edilmesi halinde emlak vergisini taşınmazın maliki yerine intifa hakkı sahibinin ödeyeceği, ancak
taşınmazın maliki ve intifa hakkı sahibinin bulunmaması halinde taşınmaza malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği
anlaşılmaktadır. …Olayda Vergi Mahkemesince taşınmaza ilişkin bina vergisinin mükellefinin ilk olarak taşınmazın
sahibi, malikten tahsil imkanı olmazsa intifa hakkı sahibi, ikisi de yoksa bu defa binaya malik gibi tasarruf edenlerin
olduğu gerekçesiyle davanın bu kısmının kabulüne karar verilmiş ise de maddede intifa hakkı sahibine gidilebilmesi
için malikten emlak vergisinin tahsil imkanının bulunmaması gibi bir koşul öngörülmediğinden ve yasa koyucu taşın-
mazın malikinin bulunması halinde bile varsa intifa hakkı sahibinin emlak vergisinin mükellefi olacağı belirtildiğinden
mahkemenin bu gerekçesinde isabet görülmemiştir. …Yukarıda sözü edilen hükümler karşısında uyuşmazlığın çözü-
mü, davacının intifa hakkı sahibi olup olmadığının açık bir şekilde belirlenmesine bağlı bulunmaktadır. Diğer bir
deyişle intifa hakkı tapuya tescil ile hüküm ifade edeceğinden ve anılan hakkın tescili ile emlak vergisinin mükellefi
tescil tarihinden itibaren intifa hakkı sahibi olacağından bu hususun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
184 Danıştay 9. Dairesi’nin 10.04.1991 tarih ve E:1990/1523, K:1991/1392 sayılı kararında; davacı şirketin binayı
Hazine arazisi üzerine kendisinin yaptığı daha sonra bu bina için malik sıfatıyla, 1977 ve 1980 genel beyan dönemle-
rinde emlak vergisi beyanında bulunarak söz konusu vergileri ödediği, ancak binanın üzerinde bulunduğu arsanın
Hazine arazisi olduğunun adli yargı kararıyla belirlenmesinden sonra, buraya fuzuli işgalden dolayı ecrimisil ( kira )
ödemeye mecbur tutulduğu, binanın mülkiyetinin tapuda bir gerçek veya tüzel kişi adına tescil edilmediği ve bina
üzerinde intifa hakkı sahibinin de bulunmadığı, ancak şirketin binaya malik gibi tasarrufta bulunduğu sabit olduğun-
dan tarhiyatı terkin eden vergi mahkemesi kararında isabet görülmediği, belirtilmektedir.
185 Danıştay 9. Dairesi’nin 15.11.2006 tarih ve E:2005/2599, K:2006/4397 sayılı kararı bu hususa ilişkindir.
88 | TBB