Page 493 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 493
Muafiyet, İstisna, İndirim ve Kısıtlılık
1464.1. Kısıtlılık nedeniyle tecil edilen vergi, taşınmazın satış, kamulaştırma ve bağış yoluyla
devir ve temliki halinde, ödenecek duruma gelecektir. Öncelikle; ertelenen vergiler-
den geriye dönük olarak hangi yıllara ait olanlarının ödeme zorunluluğu doğacağı tah-
silat zamanaşımı süresi göz önünde bulundurularak belirlenecek, sadece tahsilat
zamanaşımına uğramamış olan vergiler için muaccel hale gelme durumu söz konusu
olacaktır.
1464.2. Bu tür durumlarda, ilgili mükellefe ihbarname yolu ile bildirimde bulunup 30 günlük
süre içerisinde, daha önce tecil edilen ancak ilgili işlemlere bağlı olarak tahsil kabili-
yeti kazanan vergi kısmı için ödemede bulunması istenilecektir.
1464.3. Aynı şekilde, söz konusu taşınmazın yeni malikinin de bu vergilerden sorumlu
olduğunu, yeni malike de ihbarname gönderileceğini de eklemek gereklidir. Bununla
birlikte yeni malik adına mükellefiyet tesis edildikten sonra taşınmazdaki kısıtlılık
devam ediyorsa bu dönemden itibaren kısıtlılık uygulaması yeniden yapılacak, yeni
malik vergiden muaf ise bu durumda muafiyet uygulanacaktır.
1465. Tecil edilen emlak vergilerinin geçmişe dönük tahsil edilebilmesi için bina, arsa veya
arazinin kısıtlı iken satılması, kamulaştırılması veya bağış yoluyla başkasına devir ve
temliki söz konusu olmalıdır. Kısıtlılığın başka bir nedenle kalkmış olması 1006 veya
taşınmazın malikinin başka nedenlerle değişmiş olması durumunda, 1007 geçmişe
dönük tecil edilen verginin tahsili söz konusu olamaz.
Danıştay 9. Dairesi’nin 14.12.2011 tarih ve E:2008/5118 K:2011/8570 sayılı kararı: Sosyal Sigortalar Kurumuna ait
olup 3917 sayılı Yasa'nın Geçici 7. maddesi uyarınca 1994'te davacı bankaya devredilen taşınmazların 4958 sayılı
Yasa'nın Geçici 1-G. maddesi uyarınca 2003'te tekrar Sosyal Sigortalar Kurumuna devredildiği, emlak vergileri 1994-
2003 yılları arasında kısıtlı olarak 1/10 oranında ödenen bu taşınmazların 2003 yılında el değiştirmesi nedeniyle
kısıtlılık halinin kalktığı gerekçesiyle Emlak Vergisi Kanunu'nun 30/5. maddesi uyarınca, önceden tahsil edilmeyip
tecil edilen 2000, 2001, 2002 yıllarına ilişkin 9/10 oranında emlak vergilerinin tahsili amacıyla dava konusu ödeme
emrinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, olayda 2000, 2001, 2002 yıllarına ilişkin emlak vergileri tahsil zamanaşımına
uğradığından, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kabul ederek ödeme emrini iptal eden kararın onanmasına ilişkindir.
E:2008/5119 K:2011/8568 sayılı karar da aynı yöndedir.
1006 Nitekim Danıştay 9. Dairesi’nin 11.1.1978 tarih ve E:1976/1686, K:1978/138 sayılı kararında: Dava konusu
taşınmazın kısıtlılık durumu devam ederken, Ankara İl İmar Müdürlüğü’nün 10.11.1973 gün ve 5849/73 sayılı yazısı
ile 17.03.1973 tarihinden itibaren kısıtlılığın kaldırıldığı bildirilmiştir. Uyuşmazlık konusu gayrimenkul satılmamış ve
istimlâk edilmemiş ve de hibe yoluyla ahara devir ve temlik edilmemiş olduğundan kısıtlılık müddeti içerisinde tecil
edilen verginin yükümlüden tahsil edilme olanağı bulunmamaktadır, açıklamasına yer verilmiştir.
1007 Danıştay 9. Dairesi’nin 16.7.2009 tarih ve E.2008/2926 K.2009/3161 sayılı kararında: Davacı şirketin taşınma-
zını kayıtlı değeri üzerinden yine kendisinin kurucu ortaklarından olduğu şirkete ayni sermaye olarak koyması işlemi
(kısmi bölünme), gerçek bir satış işlemi olarak kabul edilemeyeceğinden, olayda 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanu-
nu’nun 30. maddesinde belirtilen kısıtlılık şartlarının ihlal edildiğinden bahisle tecil edilen emlak vergilerinin muaccel
hale geldiğinden söz edilemez denilerek; Vergi Mahkemesince tecil edilen vergilerin gecikme zammı ile birlikte tahsili
amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali gerekirken onanmasında isabet görülmediği belirtilmiştir.
Ancak taşınmazın ayni sermaye olarak konulmasıyla taşınmaz ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan şirkete ait olmakta ve
bu durumda tapuda taşınmaza ticaret mahkemesince tayin olunan değer üzerinden devir alan için ve devir eden için
satış için söz konusu olan harç kadar harç alınmaktadır. Burada mahkemenin belirlediği taşınmazın değeridir; yoksa
hükmen tescil söz konusu değildir. Bu nedenle kısıtlı vergiyi muaccel hale getiren başkasına devir ve temlik işleminin
gerçekleştiği ve kararın hatalı olduğu görüşündeyiz. (Aksi görüş için; Göktuna,2013:11 v.d.)
Ayrıca şirket birleşmesi sonucu devir halindeki tecil olan vergilerle ilgili Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın
19.12.2008 tarih ve 37287 sayılı özelgesinde şu açıklamaya yer verilmiştir: Emlak Vergisi Kanunu'nun 30. maddesi
hükmü gereğince, kısıtlılık uygulanan gayrimenkulün kısıtlama süresince tecil edilen 9/10 oranındaki Emlak Vergisi,
gayrimenkulün satılması, istimlaki veya hibe yoluyla başkasına devredilmesi halinde tahsil edilir. Bir taşınmazın
birleşme sonucu şirket adına tescil edilmesi de devir niteliğindedir. Bu sebeple kısıtlılık uygulaması devam eden
arsanın, şirketiin Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 18. maddesine göre birleşmesi sonucu yarısının devralınması işle-
TBB | 465