Page 549 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 549
Yoklama
doğrulandığını ve doğruluğunun kabul edildiğini ifade etmektedir. Yoklama tutanakla-
rının imzalanması da, yoklama esnasında tespit edilen ve tutanağa kaydedilen husus-
ların hem idare tarafından (belediye yoklama memuru vasıtasıyla) hem de mükellef
muhatap tarafından doğrulandığını, teyit ve kabul edildiğini ifade eder. Yoklama tuta-
nağının her bir nüshasının ayrı ayrı imzalanması gerektiği ve birden çok sayfa olması
halinde de her bir sayfanın imza ile bağlantısının olması gerektiği gözden kaçırılma-
malıdır.
1641.1. Yoklama tutanağının, hakkında yoklama yapılan mükellef tarafından bizzat
imzalanması esas olmakla birlikte, mükellefin bulunmaması durumunda yetkili ada-
mına imza ettirilir 1174 ; bunlar bulunmaz veya imzadan çekinirlerse keyfiyet fişe yazılır
ve yoklama fişi polis, jandarma, muhtar veya ihtiyar meclisi üyelerinden birine imzala-
tılır. 1175
1641.2. Kanun’da yoklama tutanağını mükellef yerine imzalayabilecek olduğu düzenlenen
yetkili adamın; yükümlüye tabi ve onun talimatları doğrultusunda çalışan kişi veya
ortağı, küçük veya kısıtlılarda ve tüzel kişilerde kanuni temsilci 1176 olan kişiler oldu-
ğunun kabulü gerekir. 1177 Aksi halde, herhangi bir kişinin imzası ile mükellefiyete
ilişkin olay saptanmış ve mükellefiyet tesis edilmiş olması kanunun amacına ters
düşer. 1178 Yetkili adamın yoklama konusu hakkında bilgisi de olması gerekir. 1179 Bu
bakımdan yoklama tutanağını imzalamak için akrabalık ilişkisinin yeterli olmadığını
da belirtmek gereklidir. Yoklamayı imzalayan kişi akraba ise vergi konusu ile bağlantı-
sı olması gereklidir. Örneğin, mükellefin eşinin konut bakımından yapılan yoklama
tutanağında yer alan imzası tutanağı geçerli kılabilecekken, işyeri bakımından yapılan
1174 Danıştay 3. Dairesi’nin 02.12.1999 tarih ve E:1998/4379, K:1999/4235 sayılı kararı; mükellefi ne şekilde temsil
ettiği anlaşılamayan kişi tarafından imzalanan tutanağın davacıyı bağlaması mümkün bulunmadığından, bu tutanağa
dayalı olarak kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararında yasal
isabet bulunmadığı, yönündedir.
1175 Vergi Usul Kanun 131’nci madde uyarınca.
1176 Danıştay 3. Dairesi’nin 02.04.1985 tarih ve E:1984/4567, K:1985/1115 sayılı kararı; mükellef ve kanuni tem-
silcisinin imzasını taşımayan veya bunların imzadan çekindiklerine dair kayıt bulunmayan yoklama fişi esas alınmak
suretiyle tarhiyat yapılamayacağı yönündedir. Ve yine, Danıştay 3. Dairesi’nin 19.06.1986 tarih ve E:1986/316,
K:1986/1559 sayılı kararı; mükellefin veya vekilinin bulunup bulunmadığı hususları ile imzadan imtina ettikleri husu-
sunda bir açıklama bulunmayan yoklama fişinin usulü ne uygun düzenlendiğinden bahsedilemeyeceği, yönündedir.
1177 Danıştay 4. Dairesi’nin 03.04.2001 tarih ve E:2000/2584, K:2001/1210 sayılı kararında yetkili ama konusu ile
ilgili olarak şu açıklamalar yapılmıştır: Vergi Usul Kanunu’nun 131. maddesinde yoklamanın mutlaka şirketi temsil
yetkisi bulunan kişiler nezdinde yapılacağına ilişkin bir hüküm yer almadığı gibi, bu maddede tutanağın nezdinde
yoklama yapılan veya yetkili adamı tarafından imzalanacağı belirtilmiştir. "Yetkili adamı" ise ticaret kanununa göre
şirketi temsile yetkili kişi değil, işyerinde günlük işleri yapmakla görevi ve yetkisi bulunan kişi olarak anlaşılmalıdır.
1178 Danıştay 3. Dairesi’nin 05.11.1986 tarih ve E:1986/1054, K:1986/2135 sayılı kararı. Bu kararda; kanunun
amacına aykırı olduğu gerekçesiyle, mükellefin oğlunun imzasını taşıyan yoklama tutanağı geçerli sayılmamıştır.
Danıştay 3. Dairesi’nin 05.11.1986 tarih ve E:1986/1053, K:1986/2136 sayılı kararı da aynı yöndedir.
1179 Danıştay 4. Dairesi’nin 15.11.1996 tarih ve E:1995/4343, K:1996/4235 sayılı kararında; davacının ya da yetkili
adamının nezdinde tanzim edilmiş bir yoklama fişinin mevcut olmadığı, yoklama fişinin tanzim edildiği tarihte davacı-
nın başka bir yerde öğretmen olarak görev yaptığını iddia ettiği, bu durumda sırf davacının kardeşinin verdiği bilgiler
ışığında düzenlenen yoklama fişine itibar edilmesinde ve bu fiş esas alınarak yapılan tarhiyatta isabet görülmediği
gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar veren vergi mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusu redde-
dilmiştir.
TBB | 521