Page 558 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 558

Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması

                  yaptırımında amaç mali- mali-idari kamu düzeninin korunmasıdır ve bu nedenle vergi
                  kaybına yol açan ya da vergi sisteminin işleyişini aksatan ya da tehlikeye sokan fiillere
                  yaptırım uygulanır (Yılmazoğlu, 2016:327).
           1666.  Vergi  kabahatleri,  vergi  hukukuna  özgüdür  (Taşdelen,2000:768).  Bu  nedenle  bir
                  yükümlülüğe  aykırılık  durumunda  vergi  kanunlarınca  düzenlenmeyen  bir  yaptırımın
                  uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kanunda daha sonra yapılan deği-
                  şiklikle kabahatin yaptırımı değişmişse, mükellefin lehine olan yaptırımın uygulanması
                  gereklidir. 1198
           1667.  Emlak  vergisi  yönünden  vergisel  yükümlülüklere  aykırılıklar  durumunda  kabahatler
                  söz konusu olduğundan ve yaptırımı parasal nitelik taşıdığından bu hususta yalnızca
                  vergi  kabahatlerine  değinilecektir.  Emlak  Vergisi  Kanunu’nun  37’inci  maddesinde
                  emlak vergisi bakımından Vergi Usul Kanunu hükümlerinin de uygulanacağı belirtil-
                  miştir. Bu nedenle emlak vergisinden kaynaklanan cezai işlemler bakımından Vergi
                  Usul Kanunu hükümleri uygulanacaktır 1199 . Söz konusu hüküm; Bu Kanun hükümleri
                  saklı kalmak şartıyla, bu Kanuna göre alınacak vergiler hakkında 213 sayılı Vergi Usul
                  Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri
                  uygulanır şeklindeki düzenlemesiyle durumu açıkça ortaya koymaktadır.





                  1198  Danıştay 11. Dairesi’nin 14.01.1999 tarih ve E:1998/1189, K:1999/193 sayılı kararı; ceza hükümlerinde deği-
                  şiklik yapılması halinde mükellef lehine olan hükmün uygulanması gerektiği, yönündedir.
                  1199  Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 27.10.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.41.15.01-EVK-2010-3-58 sayılı özelgesi:
                  “Anılan Kanunun “Usul Hükümleri” başlıklı 37 nci maddesinde “Bu Kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu kanuna
                  göre alınacak vergiler hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hak-
                  kında Kanun hükümleri uygulanır. ...Bu kanunda geçen “Vergi dairesi” tabiri belediyeleri ifade eder….” hükmüne yer
                  verilmiştir.
                  Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341 inci maddesinde, vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilen-
                  dirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında
                  tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. ...Aynı Kanunun 344
                  üncü maddesinde ise, 341 inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya so-
                  rumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi zıyaı cezası kesileceği, vergi ziyaına 359 uncu madde-
                  de yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu cezanın üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulana-
                  cağı, vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak
                  üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek cezanın yüzde elli
                  oranında uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
                  Konuya ilişkin olarak 280 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 1.1.2. bölümünde; kanuni süresi geçtik-
                  ten sonra verilen beyannameler için vergi ziyaı cezasının yüzde elli oranında uygulanacağı, kanuni süresinde verilme-
                  yen beyannamelerin, kanuni süresinde verilmekle beraber noksan tahakkuk ettirilen verginin tamamlanmasına ilişkin
                  olarak verilen ek beyannameler ile kanuni süresinde verilen beyannameye istinaden haksız yere iadesine sebebiyet
                  verilen vergiler için verilen düzeltme beyannamelerinin bu kapsamda değerlendirileceği ve bu hükmün beyan esasına
                  dayanmayan vergilerde, 1/1/1999 tarihinden sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak kanuni süresi geçtik-
                  ten sonra yapılan bildirimler üzerine kesilecek cezalar için de uygulanacağı açıklanmıştır.
                  Ayrıca, emlak vergisi bildirimlerinin süresinde verilmemesi Vergi Usul Kanununun 352/II-4 üncü maddesi uyarınca
                  ikinci derece usulsüzlük fiilini oluşturmaktadır. Aynı Kanunun 336 ncı maddesinin birinci fıkrasında da, cezayı istil-
                  zam eden tek bir fiil ile vergi ziyaı ve usulsüzlük birlikte işlenmiş olursa bunlara ait cezalardan sadece miktar itibariyle
                  en ağırının kesilmesi öngörülmüştür.
                  Bu durumda, emlak vergisi bildiriminin süresinde verilmemesi üzerine mükellefiyetin başlangıç yılı için idarece yapıla-
                  cak tarhiyat sırasında kesilecek ikinci derece usulsüzlük cezası ile vergi ziyaı cezasının karşılaştırılarak miktar itibariy-
                  le fazla olan cezanın kesilmesi gerekmektedir.”

                  530 | TBB
   553   554   555   556   557   558   559   560   561   562   563