Page 564 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 564
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
1684. Emlak Vergisi Kanunu’nun 37’inci maddesinde emlak vergisi bakımından Vergi Usul
Kanunu hükümlerinin de uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenle emlak vergisinden
kaynaklanan cezai işlemler bakımından Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanacaktır.
Söz konusu hüküm; Bu Kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu Kanuna göre alı-
nacak vergiler hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacakla-
rının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır şeklindeki düzenlemesiyle
durumu açıkça ortaya koymaktadır.
1684.1. Bununla birlikte Danıştay kararlarında emlak vergisi bakımından vergi ziyaı cezasının
söz konusu olamayacağı kabul edilmektedir. 1216 Örneğin Danıştay 9. Dairesi’nin
17.09.2012 tarih ve E:2008/2452, K:2012/4613 sayılı kararında 1217 2002 yılındaki
değişiklik öncesi vergi ziyaına ilişkin özel hükmün varlığı ile 2002 sonrası beyan sis-
teminin kaldırılmış olması ve vergi ziyaına ilişkin özel düzenlemenin olmayışı nedeniy-
le vergi ziyaı cezası kesilemeyeceği yönünde karar verilmiştir. Danıştay Vergi Dava
Daireleri Kurulu’nun görüşü de bu yöndedir 1218 .
1216 Danıştay 9. Dairesi’nin 7.7.2008 tarih ve E:2007/6200 K:2008/3478 sayılı kararı: Olayda davacı tarafından
tarla vasıflı taşınmazın arsaya dönüşmesi nedeniyle emlak vergisi beyannamesi verilmek suretiyle bildirim ödevi
yerine getirildiğinden, beyannamede arsa m² birim değerinin eksik gösterildiğinden bahisle ceza kesilmesinde yasal
isabet görülmemiştir. 7.7.2008 tarih ve E:2007/6201 K:2008/3479, E:2007/6202 K:2008/3480, 12.3.2009 tarih
ve E:2008/309 K:2009/1353, E:2008/335 K:2009/1355, E:2008/336 K:2009/1356, E:2008/338 K:2009/1354,
24.12.2012 tarih ve E:2009/5298 K:2012/9854 10.03.2014 tarih ve E:2010/359 K: 2014/856 sayılı kararlar da
aynı yöndedir.
1217 Kararda bu hususa ilişkin olarak yapılan değerlendirme şu şekildedir:
21319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda 4751 sayılı Kanun ile 9.4.2002 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yapı-
lan değişiklikler sonucu beyan esası kaldırılarak sadece vergi dağerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde
bildirim verilmesi esasının getirilmesine paralel olarak kanunun 32. maddesinde yeniden düzenlemeye gidilmiş, buna
göre emlak vergisi bildirimi verilmesi gereken hallerde mükellefin bildirim vermemesi durumunda, verginin idarece
tarh edileceği, idarece tarhiyatta her yıla ilişkin vergi değerinin 29'uncu madde hükmü dikkate alınarak hesaplanaca-
ğı belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen Kanun hükmünde 09.04.2002 tarihinde yapılan değişiklik öncesi beyanname verilmemesi halinde
vergi ziyaı cezası kesileceği açık olarak belirtilmekte iken Emlak Vergisi Kanununda 9.4.2002 tarihinden itibaren
4751 sayılı Yasa ile yapılan değişikler sonucu, beyan esasına ilişkin 20. madde kaldırılarak 23. maddede yapılan
değişiklik ile Kanunun 33. maddesinde belirtilen vergi değerini tadil eden sebeplerin meydana gelmesi halinde bildi-
rim verilmesi esası getirilmiş, 32. maddede de bildirimin süresinde verilmemesi durumunda verginin idarece tarh
edileceği belirtildiği halde vergi ziyaı cezası kesileceğine dair bir ibareye yer verilmemiştir.
Bu durumda Emlak Vergisi Kanununda 09.04.2002 tarihinden itibaren beyanname verme zorunluluğu kaldırılarak
emlak vergisi bildirimi verilmesi gereken hallerde mükellefin bildirim vermemesi durumunda verginin idarece tarh
edileceği kuralı benimsendiğinden ve vergi ziyaı cezası kesileceğine dair bir hükme yer verilmediğinden, idarece
2002 yılı ve sonraki yıllar için vergi ziyaı cezası kesilmesi mümkün değildir.”
Bu karar esas alınarak aynı yönde verilen kararlara örnek olarak Danıştay 9. Dairesi’nin 26.11.2015 tarih ve
E:2012/7028, K:2015/14483 sayılı; 01.02.2016 tarih ve E:2016/708, K:2016/146 sayılı; 22.02.2017 tarih ve
E:2016/17677 K:2017/2045; 06.06.2018 tarih ve E:2014/12603, K:2018/4395 sayılı kararları verilebilir.
1218 Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 30.01.2013 tarih ve E:2012/99 K:2013/39 sayılı kararı: 1319 sayılı
Kanunun 4751 sayılı Kanunla değişmeden önceki düzenlemelerinde emlak vergisi mükelleflerin beyanı üzerine tarh
ve tahakkuk etmesine karşın, 9.4.2002 tarihinde yürürlüğe giren bu değişiklik ile 213 sayılı Kanunun 341'inci mad-
desinin vergi ziyaı için aradığı vergi ile ilgili bir ödev niteliğinde olan beyan esası kaldırılmış ve 1319 sayılı Kanunun
değişiklikten önceki halinde beyanname verilmemesi halinde vergi ziyaı cezası kesileceği açık olarak belirtilen 32'nci
maddesinde bildirimin süresinde verilmemesi durumunda verginin idarece tarh edileceği kurala bağlandığı halde
vergi ziyaı cezası kesileceğine dair bir ibareye yer verilmemiştir. Bu durumda Emlak Vergisi Kanununda, 9.4.2002
tarihinden itibaren beyanname verme zorunluluğu yerine verginin idarece tarh edileceği kuralı benimsenerek 213
sayılı Kanunun 341'inci maddesinin vergi ziyaı için aradığı ön koşul olan mükelleflere yüklenen vergi ile ilgili bir ödev
niteliğindeki beyan esası kaldırıldığından ve vergi ziyaı cezası kesileceğine dair bir hükme de yer verilmediğinden
2002 yılı ve sonraki yıllarda yapılan vergilendirmeler için vergi ziyaı cezası kesilmesi olanaklı değildir. Vergi mahke-
mesi ısrar kararı üzerine verilen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 26.03.2014 tarih ve E:2013/352
536 | TBB