Page 565 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 565

Vergi Kabahatleri ve Cezaları

           1684.2.   Danıştay’ın yaklaşımına ilişkin örnek verdiğimiz Danıştay 9. Dairesi’nin 17.09.2012
                  tarih ve E:2008/2452, K:2012/4613 sayılı kararı, tevhid işlemi sonrası bildirim ve-
                  rilmemesine ilişkindir ki tevhid işleminde böyle bir bildirimin olmayışı vergi kaybına
                  değil usulsüzlüğe neden olur. Emlak Vergisi Kanunu’nun atfının yanında Vergi Usul
                  Kanunu’nun  1’inci  maddesi  de  Bu  kanun  hükümleri  ikinci  maddede  yazılı  olanlar
                  dışında, genel bütçeye giren vergi, resim ve harçlar ile il özel idarelerine ve belediye-
                  lere  ait  vergi,  resim  ve  harçlar  hakkında  uygulanır.  Yukarıda  yazılı  vergi,  resim  ve
                  harçlara bağlı olan vergi, resim ve zamlar da bu kanuna tabidir. Bu kanunun hüküm-
                  leri kaldırılan vergi, resim ve harçlar hakkında da uygulanır şeklindeki düzenlemesiyle
                  emlak vergisini kapsamına sokmaktadır.
           1684.3.  Konunun sırf 2002 yılındaki değişiklikle beyanname verme yükümlülüğü kapsamında
                  ele alınması hatalıdır. Emlak vergisi bakımından her ne kadar beyanname yükümlülü-
                  ğü söz konusu olmasa da bildirim yükümlülükleri söz konusudur. Emlak vergisi bakı-
                  mından 1319 sayılı Kanun’un 33. maddesine göre vergi değerini değiştiren hususlar-
                  la ilgili bildirim yükümlülüğü söz konusudur. Bu bakımdan emlak vergisinde bildirim
                  verilmesi gereken durumlarda bildirim verilmemesi nedeniyle verginin hiç tahakkuk
                  ettirilmemiş olması, bildirimin yapılmış olmasına rağmen vergi değerinin eksik olarak
                  hesaplanmasına yol açacak bilgilerin bildirilmiş olması durumlarında verginin İdarece
                  veya ikmalen tarhı gerekmektedir. Bu hallerde vergi ziyaı da söz konusu olur. Bu açı-



                  K:2014/177  sayılı  kararı  da  vergi  ziyaı  cezası  kesilemeyeceği  yönündedir.  Bu  karara  karşı  yapılan  karar  düzeltme
                  başvurusu da Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 22.10.2014 tarih ve E:2014/737 K:2014/870 sayılı kararı ile
                  reddedilmiştir.
                  Danıştay  Vergi  Dava  Daireleri  Kurulu’nun  30.1.2013  tarih  ve  E:2012/96  K:2013/36,  E:2012/97  K:2013/37,
                  E:2012/98 K:2013/38 sayılı kararları da vergi ziyaı kesilemeyeceği yönündedir.
                  Ancak karşı oyda vergi ziyaı kesilebileceğine yönelik olarak: “213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 341'inci maddesinde
                  ise; vergi ziyaının mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya
                  eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini ve eksik tahakkuk ettirilmesini ifade
                  edeceği, 344'üncü maddesinde de, 341'inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükel-
                  lef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği kurala bağlanmıştır.
                  11 Nisan 2002 tarih ve 24723 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 33 Seri no'lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği-
                  nin  "Bildirim  verme  ve  süresi"  başlıklı  III.  bölümünde,  Emlak  Vergisi  Kanununun  33.  maddesinin  1  ila  7  numaralı
                  fıkralarında  belirtilen  vergi  değerini  tadil  eden  sebeplerin  doğması  halinde  bildirim  verilmesi  gerektiği  belirtilerek
                  bildirim şekil ve kapsamını gösterir bir örneğin tebliğe eklendiği, örnek emlak vergisi bildiriminde sadece mükellefin
                  kimlik ve adres bilgileri ile gayrimenkul adres ve tapu bilgilerine yer verildiği verginin hesabına ilişkin bilgilere yer
                  verilmediği görülmüştür.
                  Yukarıda belirtilen 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda 9.4.2002 tarihinde yapılan değişiklikten önce beyanname
                  verilmemesi halinde vergi ziyaı cezası kesileceği açık olarak belirtilmekte iken Emlak Vergisi Kanununda 9.4.2002
                  tarihinden itibaren 4751 sayılı Yasa ile yapılan değişikler sonucu beyan esasına ilişkin 20'nci madde kaldırılarak 23.
                  maddede yapılan değişiklik ile Kanunun 33'üncü maddesinde belirtilen vergi değerini tadil eden sebeplerin meydana
                  gelmesi  halinde  bildirim  verilmesi  esası  getirilmiş,  32.  maddede  de  bildirimin  süresinde  verilmemesi  durumunda
                  verginin idarece tarh edileceği belirtildiği halde ceza kesileceğine dair bir ibareye yer verilmemiştir.
                  Emlak vergisinde beyanname verme zorunluluğu kaldırılarak bildirim verme esasının getirildiği 9.4.2002 tarihinden
                  sonra bildirimde bulunulması, bildirimde gösterilmesi zorunlu olmayan verginin hesabına ilişkin bilgilerin hatalı göste-
                  rildiğinin tespiti veya idarece kanuni ölçülere göre vergi tarh edilmediğinin anlaşılması üzerine ikmalen tarhiyat ya-
                  pılması durumlarında vergi ziyaı cezası kesilmesi mümkün değil ise de Emlak Vergisi Kanunu'nun 37'nci maddesinde,
                  bu  Kanuna  göre  alınacak  vergiler  hakkında  213  sayılı  Vergi  Usul  Kanununun  da  uygulanacağı  hükmü  karşısında
                  mükelleflerin emlak vergisi bildiriminde bulunması gereken durumlarda bildirimde bulunmamaları halinde verginin
                  zamanında  tahakkuk  ettirilmemesi  nedeniyle  vergi  ziyaına  sebebiyet  verilmiş  olunacağından,  Vergi  Usul  Kanunu
                  hükümlerine göre ceza kesilmesi sözkonusu olacaktır.” değerlendirmesi yapılmıştır.

                                                                                    TBB | 537
   560   561   562   563   564   565   566   567   568   569   570