Page 606 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 606

Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması

           1819.3.  Gecikme faizi, vergilendirmenin tarh, tebliğ ve tahakkuk aşamaları için tahakkukun
                  geciktirilmesi dolayısıyla öngörülen faizdir. Gecikme faizi, vergiyi doğuran olayın son-
                  radan öğrenilmesi nedeniyle (ikmalen, re’sen veya idarece) olağan dışı yapılan vergi-
                  lendirme işlemlerinde uygulanan ve gecikme zammından ayrı tahsil edilen bir ek yü-
                  kümlülüktür. Gecikme faizinin, vergilendirmenin tarh, tebliğ ve tahakkuk aşamasında
                  ortaya çıktığı; ikmalen, re’sen veya idarece tarh olunan vergiler için hesaplanan diğer
                  bir  ifadeyle  zamanında  tahakkuk  ettirilmeyen  vergilerin  asıllarına  tatbik  edilen  fer’i
                  nitelikteki ceza olduğu 1297  (Özdemir, 2009:55), vergilerle ilgili zam niteliği taşıyan bir
                  kamu alacağı olduğu söylenebilir. 1298  Örneğin bir belediye tarafından yapılan emlak
                  vergisine ilişkin ikmalen tarhiyata, tarhiyatın normal vade tarihinden son yapılan tar-
                  hiyatın tahakkuk tarihine kadar olan süre için gecikme faizi uygulanması gerekmek-
                  tedir. 1299

           1819.4.  Gecikme  zammı  ise  tahakkuk  etmiş,  ödeme  vadesi  gelmiş  olmasına  rağmen
                  ödenmeyen vergilere uygulanan ek bir müeyyidedir. Diğer bir ifadeyle, vergi borcunun
                  zamanında  ödenmemesinden  dolayı  alınan  zamlar,  asıl  alacağı  bağlı  olarak  ortaya
                  çıkan fer’i nitelikte belli oran ve miktarlardaki ek yükümlülüklerdir. Ödeme müddeti
                  içinde  ödenmeyen  amme  alacağının  vadenin  bitim  tarihinden  itibaren  hesaplanıp
                  uygulanan ve amme borçlusunun ödememe eyleminin müeyyidesini teşkil eder. Ge-



                  Ancak, ikmalen, resen ve idarece tarih edilen vergilerin ait olduğu dönemin, normal ödeme zamanından, yapılan yeni
                  tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar geçen devre için herhangi bir zam veya faiz uygulaması yapılmamaktadır…
                  …Bugünkü ekonomik düzeyde her alacak, borç münasebeti faizi gerektirmekte ve alacağın tahsilinde her ne suretle
                  olursa olsun husule gelen gecikmelerde faiz uygulanmaktadır. Vergi alacağının zamanında tahsili, âmme hizmetlerinin
                  zamanında görülmesi gibi önemli bir gerekçe arz ettiğinden genellikle alacaklar için uygulanan faiz usulünün sonra-
                  dan doğan vergi alacağı için de uygulanması haklı bir sebep teşkil eder.
                  Bilindiği gibi, vergi kanunlarında, verginin normal vadesi vergiyi doğuran olaya bağlı olarak belli edilmiştir. Zira, vergi
                  alacağını meydana getiren vakıa vergiyi doğuran olaydır. Bu itibarla vergiyi doğuran olayın sonradan meydana çıkarıl-
                  ması, diğer bir deyimle vergi alacağının vadesinden sonra tespit edilmesi halinde de, verginin bir Devlet alacağı olarak
                  doğduğunu kabul etmek icap eder.
                  Böyle olunca, ikmalen, resen ve idarece tarh edilen vergi alacakları için tarhiyat konusu vergiye ait normal vade tari-
                  hinden, yeni düzenleme ile belli edilen tarihe kadar faiz uygulanması gerekli olmaktadır. Bu şekilde faiz uygulanmasıy-
                  la devlet alacağının ödenmesindeki gecikmelerin büyük ölçüde önleneceği muhakkaktır.
                  Bu alacaklar için faiz alınmasını gerektiren diğer en önemli sebep ise, zamanında beyan edilmemek ve ödenmemek
                  suretiyle haksız olarak devlet parasını uzun süre kullanan ve bu suretle menfaat sağlayan mükellefin mükâfatlandı-
                  rılmasını önlemektir. Gerçekten devlet parasını haksız olarak kullanmak suretiyle kazanç temin eden mükelleflerden,
                  sözü edilen paranın kullanma karşılığının alınması, hukuk nizamının tabiî bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır. Nite-
                  kim, Batı ülkelerinin bazılarında bu nevi vergi alacakları için faiz uygulanması esası benimsenmiş bulunmaktadır.
                  Tasarının bu maddesiyle yukarıda açıklanan düşünüş çerçevesinde ikmalen, re’sen ve idarece tarh edilen vergiler için
                  bu vergilerin ait olduğu döneme ait normal ödeme vadesinden düzenleme ile yeniden belli edilmiş olan tarihe kadar
                  faiz uygulanması esası getirilmiş bulunmaktadır.”
                  1297  Her ne kadar doktrinde, gecikme faizinin vergilerin asıllarına tatbik edilen fer’i nitelikteki ceza olduğu yönünde
                  bazı görüşler ileri sürülüyor olsa da, bir önceki dipnotta da açıklandığı üzere gerek gecikme faizi ve gerekse gecikme
                  zammının ceza niteliğinde olmadığı söylenebilir.
                  1298  Vergi Usul Kanunu’nun 112’nci maddesinde, gecikme faizi hesaplanması, ikmalen, re’sen veya idarece yapılacak
                  tarhiyatlarla sınırlı olarak öngörülmüş olup gecikme faizi, ancak mükelleflerin yasaya aykırılık oluşturan davranışları
                  dolayısıyla vergi ödevlerinin yerine getirilmesinde ortaya çıkan temerrütlerine bağlı tarhiyatları uygulanacağını; mükel-
                  lefin  herhangi  kusurlu  davranışının  bulunmadığı  sadece  idarenin  hata  ve  kusurundan  kaynaklanan  temerrütlerin
                  sorumluluğunun mükelleflere yüklenilmesi hakkaniyet ölçüleriyle bağdaşmayacağını belirtmek yerinde olacaktır.
                  1299  İstanbul Defterdarlığı’nın, 02.11.2001-6149 tarih ve 11920 sayılı özelgesi.

                  578 | TBB
   601   602   603   604   605   606   607   608   609   610   611