Page 602 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 602
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
rin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye
giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz. Amme alacağının
doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare
edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesin-
den müteselsilen sorumlu tutulur. 1285
1813. Bununla birlikte Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesinde düzenlenen kanuni
temsilcilerin sorumluluğu hükmünün de göz önünde bulundurulması gerekmekte-
dir. 1286 Vergi Usul Kanunu kapsamında yer alan (emlak vergisi bu kapsamdadır) ka-
nuni temsilcilerin sorumluluğu bakımından, 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35’inci
maddesi değil Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanacaktır. 1287
1813.1. Emlak vergisinde kanuni temsilcilerin sorumluluğu Vergi Usul Kanunu hükümleri
kapsamında düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu durumda doğrudan ödeme emri düzen-
lenerek kanuni temsilci 1288 hakkında takibe geçilmesi mümkün olmayıp, öncelikle,
ihbarname gönderilmesi ve ihbarnamenin kesinleşmesinin ardından cebren tahsil
yoluna gidilmesi gereklidir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, kanuni temsilci hakkında takip
yapılabilmesi için öncelikle asıl borçlu hakkında takip yapılması ve bu takipten sonuç
alınamamış olması gerekir. 1289
kalmayan amme alacağının, ait olduğu dönemde şirketin kanuni temsilcisi sıfatı bulunmayan davacıdan tahsili ama-
cıyla ödeme emri düzenlenerek tebliğinde kanuna uyarlık bulunmadığı, belirtilmektedir.
1285 Danıştay 4. Dairesi’nin 07.04.2005 tarih ve E:2004/1885, K:2005/572 sayılı kararı; davacının kanuni temsilcilik
görevine başlamadan önceki dönemlere ait vergi borçlarından dolayı sorumluluğunun bulunmadığı ve adına takıp
yapılamayacağı;. Danıştay 3. Dairesi’nin 17.12.2002 tarih ve E:2001/2015, K:2002/4199 sayılı kararı; yönetim
kurulu üyesi seçildiği yönetim kurulu toplantısında anonim şirketi bütün şirket işlemlerinde temsil ve ilzama yetkili
kılınan davacının yönetim kurulu üyesi seçildiği ve filen görevden ayrıldığı tarihler arasında şirketin vergi ödevlerinin
yerine getirilmesi konusunda yetki ve sorumluluğu bulunduğundan, ödeme emri ile istenen şirket vergi borcunun
doğmasına davacının vergi ile hangi ödevi, ne suretle yerine getirmemesinin sebep olduğunun belirlenmesi ve sorum-
luluğunun bu suretle değerlendirilmesi gerektiği; Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulu’nun 26.11.1999 tarih ve
E:1999/131, K:1999/505 sayılı kararı; yönetim kurulundan ayrılmakla şirketin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi
konusunda yetkisi kalmayan üyenin Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesi uyarınca şirketten alınamayan vergi ve
cezalardan sorumlu tutulamayacağı, yönündedir.
1286 Danıştay 9. Dairesi’nin, 25.03.1998 tarih ve E:1997/469, K:1998/1348 sayılı kararında özetle: Kanuni temsilci-
lerin Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre sorumlu tutulabilmeleri için tarh döneminde görevli olmaları
yeterli olup vergi mahkemesince bu husus göz önüne alınmaksızın ödeme emirlerinin vade tarihleri esas alınarak
karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır, hükmüne yer verilmiştir.
1287 Danıştay 4. Dairesi’nin 04.11.1997 tarih ve E:1997/1869, K:1997/3971 sayılı kararında; vergi ve buna bağlı
alacaklarda kanuni temsilcilerin takibi için uygulanacak madde özel hüküm olan Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi
olduğu, 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesinin ancak diğer amme alacakları için uygulanabilecek olduğu,
vergi ve buna bağlı alacaklar için kanuni temsilcinin 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesine göre düzenlenen
ödeme emri ile takibinin mümkün olmadığı, belirtilmektedir. Danıştay 3. Dairesi’nin 12.05.1998 tarih ve
E:1996/6514, K:1998/1701 sayılı kararı; 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35’inci maddesinin vergi ve buna bağlı
alacaklarda kanuni temsilcilerin takibi için uygulanamayacağı; Danıştay 7. Dairesi’nin 21.12.1998 tarih ve
E:1997/5295, K:1998/4660 sayılı kararı; kanuni temsilcilerin Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi ve buna
bağlı alacakların ödenmesinden Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre; diğer amme alacaklarının öden-
mesinden de 6183 sayılı Kanun’unun mükerrer 35’inci maddesine göre sorumlu olacakları, yönündedir.
1288 Danıştay 3. Dairesi’nin 25.12.2002 tarih ve E:2001/2251, K:2002/4453 sayılı kararı; anonim şirket yönetim
kurulu üyesi olan ancak şirketin idare ve temsili hakkında kendisine yetki ve sorumluluk verilmeyen davacı adına
şirketin vergi borçlarından 213 sayılı Kanun’un 10'uncu maddesi uyarınca sorumlu olduğu görüşüyle düzenlenen
ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, yönündedir.
1289 Danıştay 4. Dairesi’nin 27.06.2001 tarih ve E:2001/2547, K:2001/3219 sayılı kararı; şirketin menkul ve gayri-
menkul mal varlığının olup olmadığı hususunun tespiti gerektiği durumda, şirket hakkında tüm takip yolları tüketilme-
den şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi sıfatıyla kanuni temsilciler nezdinde takip yapılamayacağı ve ödeme emri
574 | TBB