Page 104 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 104
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
1’inci maddesinin (a) ve (b) fıkraları gereğince arsa sayılan arazi ve arazi parçaları,
zirai faaliyette kullanıldıkları takdirde arsa sayılmayacaktır. Bu durumunda arsa oran-
ları üzerinden değil de, arazi oranları üzerinden vergilendirileceklerdir. 151
mesi kararına esas alınan bilirkişi raporunda ise, K-1/37 ve K-1/41 parsel no'lu taşınmazların HES sitesi iskan sahası
olarak ayrıldığından bahisle arsa vergisine tabi tutulması gerektiği belirtilmekte ise de, bu taşınmazların zirai faaliyet-
te kullanılıp kullanılmadığı yolunda bir değerlendirme yapılmadığı görülmekte olup, davacı kurum temyiz dilekçesinde
de, bu alanın erezyon önleme amaçlı ağaçlandırıldığı ve zirai faaliyette kullanıldığı belirtilmekte olduğundan vergi
mahkemesince bu hususun da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Danıştay 9. Dairesi'nin 28.5.2015 tarih ve E:2012/4189 K:2015/5802 sayılı kararı: Olayda, davalı idare tarafından
ihtilaf konusu taşınmazın fiilen meskûn mahalde bulunduğu ve belediye hizmetlerinden faydalandığı yolunda herhan-
gi bir değerlendirme ve tespitte bulunulmadığı gibi davacının belediye hizmetinden yararlanmadığı yolundaki beyanı-
nın gerçek olmadığına dair herhangi bir bilgi, bulgu ve kanıt sunulmadığı görülmüştür. …Bakanlar Kurulu Kararı
uyarınca belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan parsellenmemiş arazi ve arazi parçalarının arsa sayılabil-
mesi için öncelikle imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde bulunması ya da fiilen meskun halde bulunan
ve belediye hizmetlerinden faydalanmakta olan yerler arasında kalması gereği yanında, bu yerlerin zirai faaliyette
kullanılmaması gerektiği açık olduğundan taşınmazın zeytinlik niteliğinde olduğu ve zirai faaliyette kullanılmalarının
tabii olduğu, aksini ispat külfetinin ise davalı idareye ait olduğu, davalı belediyenin zeytinlik vasfında olan ve bu
niteliği ile arazi olarak kabul edilmesi zorunlu olan taşınmazın tapudaki durumunun fiilen var olmadığının ve söz
konusu taşınmazın Bakanlar Kurulu Kararına göre arsa vasfını taşıdığının 213 sayılı Vergi Usul Kanunun
131.maddesi hükmüne uygun olarak yapacağı yoklama ile tespit etmeksizin, taşınmazı arsa olarak kabul etmek
suretiyle düzenlenen ödeme emrinde ve açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararında yasal isabet bulunma-
maktadır.
Danıştay 9. Dairesi'nin 4.12.2014 tarih ve E:2014/2030 K:2014/8883 sayılı kararı: Dosyasının incelenmesinden,
davacının maliki olduğu İzmir İli, Balçova ilçesi, … pafta, …ada, … parselde bulunan taşınmazda zirai faaliyet yapılma-
dığının davalı belediye kontrol memurlarınca, davacının bulunmadığı esnada mahalle muhtarı nezdinde tanzim edilen
17.12.2010 tarihli yoklama fişi ile tespit edildiğinden bahisle arsa olarak vergilendirilmesi gereken ancak arazi
olarak bildirimde bulunulan söz konusu taşınmaz için eksik emlak vergisi ödendiği gerekçesiyle uyuşmazlık konusu
tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır. …Olayda, davacıya ait taşınmazın tarımsal faaliyette kullanılıp kullanılmadığının
tespiti amacıyla mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, geçmişe dönük olarak uydu görüntüleri değerlendirile-
rek, taşınmaz üzerinde zirai faaliyet yürütülmediği sonucuna varılmış ise de; davacının, 5.3.2010 tarihinde İzmir İl
Özel İdaresine başvurarak, söz konusu taşınmaza ilişkin tarımsal sulama amaçlı elektrik aboneliğinden faydalanmak
istediğini belirtmesi üzerine yetkililerce 9.3.2010 tarihinde mahallinde yapılan incelemede, taşınmaz üzerinde 30
adet 3 yaşında zeytin fidanı ile mahsuldar 10 adet zeytin ve 8 adet meyve ağacı bulunduğu, 200 m2 sinde ise çelik
konstrüksiyon inşa edildiğinin görüldüğü, ayrıca damla sulama malzemeleri alım faturalarının ibraz edildiği belirtilerek
rapor düzenlendiği görülmüştür. …Bu durumda, tahakkuk dönemi içerisinde zirai faaliyette kullanıldığı resmi bir
kurumca düzenlenen rapor ile tespit edilen gayrimenkulün, 2013 yılında, geçmişe dönük olarak 2010 yılının hangi
dönemine ilişkin olduğu belli olmayan uydu görüntüleri esas alınarak arazi vasfında olmayıp, arsa vasfında olduğu
gerekçesiyle davanın emlak vergisi ile tabiat ve kültür varlıkları katkı payına ilişkin kısmının reddinde hukuka uyarlık
bulunmadığından vergi mahkemesi kararının bu kısmının bozulması gerekmektedir.
Danıştay 9. Dairesi'nin 10.11.2015 tarih ve E:2013/5720 K:2015/13111 sayılı kararı: Dosyanın incelenmesinden,
belediye mücavir alanında yer alan ve belediye hizmetlerinden yararlanılan taşınmazda tarımsal faaliyet yürütüldüğü-
ne ilişkin davalı belediyeye yapılan 29.02.2012 tarihli başvuru üzerine davalı belediye kontrol memurlarınca yapılan
yoklama neticesinde tanzim edilen 26.03.2012 tarihli yoklama fişinde, söz konusu taşınmazda zirai faaliyet yapılma-
dığı tespitine yer verilmesi sonucu, davalı idarece bahse konu yoklama fişine dayanılmak suretiyle, arsa olarak vergi-
lendirilmesi gereken ancak arazi olarak bildirimde bulunulan söz konusu taşınmaz için arazi lehine olacak şekilde
verginin değerini tadil eden sebebin oluşmadığından bahisle 23.03.2012 tarihli 2012 yılına ilişkin tahakkukların
yapıldığı anlaşılmaktadır. …Bu haliyle davacının başvuru tarihi itibariyle sahibi olduğu taşınmazın 1319 sayılı Ka-
nun'un 12. maddesi ve 28.2.1983 tarih ve 1983/6122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirlenen hükümler doğrul-
tusunda arazi vasfında mı yoksa arsa vasfında mı olduğunun belirlenmesi için yukarıda belirtilen 2577 sayılı Ka-
nun'un 20. maddesi uyarınca bu durumu ortaya koyacak bilgi ve belgeler incelenmek, gerekirse keşif ve bilirkişi
incelemesi yaptırmak suretiyle hasıl olacak duruma göre karar verilmesi gerekmektedir.
151 Danıştay 9. Dairesi’nin 09.12.1992 tarih ve E:1992/1037, K:1992/2975 sayılı kararı; üzerinde bina olduğu tespit
edilen ve zirai faaliyette kullanılmayan arazinin arsa sayılacağı, yönündedir.
Danıştay 9. Dairesi’nin 10.6.2009 tarih ve E:2008/4306 K:2009/2531 sayılı kararı: … dosyanın incelenmesinden,
davacı tarafından hissedarı olduğu taşınmaz üzerinde zirai faaliyette bulunulduğu ve bu konuyla ilgili olarak İzmir
Ziraat Odasından alınan belgelerin dava dosyasına sunulduğu görülmekle beraber, davalı idarece 12.3.2007 tarihin-
de yapılan yoklamada taşınmazın tarımsal amaçlı olarak kullanılmadığı ve bulunduğu konum itibarıyla başta su ve
elektrik olmak üzere yol ve otobüs gibi belediye hizmetlerinden faydalandığının tespit edildiği, bunu yanısıra davalı
idarece dava dosyasına eklenen ve taşınmazın genel durumunu gösteren fotoğraflardan, taşınmazın restoran ve kır
düğün salonu olarak işletildiğinin anlaşıldığı, olayda, davacı tarafından arazi içerisinde 200 m2 bina bulunması
nedeniyle hissesine düşen miktar üzerinden geriye kalan 7530 m2 alanın bina müştemilatı sayılamayacağı, taşınma-
76 | TBB