Page 105 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 105
Emlak Vergisinin Konusu
263. Zirai faaliyette kullanılma hususunda 16 Seri No.lu Emlak Vergisi Genel Tebliğinde 152
yapılan açıklamalar doğrultusunda, belirtilen yerlerde bulunan arazinin bizzat sahibi
tarafından zirai faaliyette kullanılması zorunlu olmayıp, arazinin başkaları tarafından
da zirai faaliyette kullanılması o arazinin arsa sayılmamasını ve araziye ait oran üze-
rinden vergilendirilmesini gerekli kılmaktadır.
264. Bu fıkraların uygulanması bakımından zirai faaliyet; arazide ekim ve dikim suretiyle
nebat ve ağaç yetiştirilmesini ifade etmektedir. Hangi faaliyetlerin zirai faaliyet oldu-
ğuna ilişkin açıklamalar, Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğlerinde yer alan açıklama-
lar dikkate alınarak belirlenecektir.
264.1. Bu çerçevede, 6 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğine 153 göre, arazinin,
hububat, sanayi ve yem bitkileri, baklagiller, sebze ve diğer tarla bitkileri ile bağ, çay,
meyve, kavak ve sair ağaç türlerinin yetiştirilmesinde kullanılması halinde zirai faali-
yette kullanıldığı kabul edilecektir. 154
264.2. Arazinin ormanlık veya ağaçlık olması halinin, 8 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu
Genel Tebliğindeki açıklamalara ve bu tebliğ ekindeki kararın 1’inci ve 3’üncü madde-
lerinde yer alan esaslara uygun olarak, beher dönümde bulunan ağaç, fidan, ocak,
zın 3. derece sit alanı içerisinde kalması sebebiyle her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulması gerektiği iddia
edilmekte ise de, 6 seri No'lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği uyarınca nerede olursa olsun ticaret ve sanata
tahsis edilen binalarla birlikte kullanılan arazinin, vergi değerinin tayininde binayı bütünleyen arazi olarak sayılaca-
ğından ve söz konusu alanın kullanış tarzı itibarıyla bina ile birlik teşkil ettiği görüldüğünden, diğer taraftan; dava
konusu edilen taşınmaza ilişkin tapu kütüğüne 'korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır' şerhi düşülmediğinden ve
anılan arazi üzerinde kesin yapılaşma yasağı bulunmadığından davacının iddialarının yerinde görülmediği, bu durum-
da zirai faaliyette bulunulmadığı ve belediye hizmetlerinden yararlandığı tespit edilen taşınmazın arsa vergisi matrah
ve oranı üzerinden yapılan vergilendirilmesinde ve vergi aslı üzerinden hesaplanan gecikme faizinde yasal isabetsizlik
bulunmadığı gerekçesiyle reddeden kararın onanmasına ilişkindir. E:2008/4307 K:2009/2532, E:2008/4308
K:2009/2533, E:2008/4309 K:2009/2534 sayılı kararlar da aynı yöndedir.
Danıştay 9. Dairesi’nin 21.4.2015 tarih ve E: 2011/5245 K:2015/3137 sayılı kararı: Sözü edilen kararın 1. madde-
sinin (a) fıkrasına göre, belediye ve mücavir alan sınırlar içinde imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde
bulunan arazi ve arazi parçalarının meskun halde olup olmadığına bakılmayacak, imar planı ile iskan sahası olarak
ayrılmış bulunması yeterli sayılacak (b) fıkrasına göre de; belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunup da imar
planı ile iskan sahası olarak ayrılmamış olmakla beraber fiilen meskun halde bulunan ve belediye hizmetlerinden
faydalanmakta olan yerler arasında kalan arazi ve arazi parçalarının arsa sayılabilmesi için söz konusu yerlerin bele-
diye hizmetlerinden (su-yol,yol-otobüs, su-temizlik, su-otobüs, otobüs-temizlik, yol-temizlik, hizmetleri gibi) en az
ikisinden faydalanmakta olması gerekecektir. Aynı fıkranın 2. bendinde ise belediye ve mücavir alan sınırları içinde
bulunması nedeniyle, kararın 1. maddesinin (a) ve (b) fıkralarına göre arsa sayılan arazi ve arazi parçalarının zirai
faaliyette kullanıldıkları takdirde arazi sayılacağı yolunda istisnai hüküm getirilmiştir. Arazide ekim ve dikim suretiyle
nebat ve ağaç yetiştirilmesi zirai faaliyet olarak nitelendirilmektedir. …Dosyanın incelenmesinden, davacıların taşın-
mazları hakkında düzenlenen 14.08.2009 tarihli yoklama fişleriyle; taşınmazlar üzerinde dolgu malzemesinin olduğu,
taşınmazların zirai faaliyette kullanılmadığı için arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle dava konusu
cezalı arsa vergisi ve fer'ilerinin tarh edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. …Olayda, davalı bele-
diye tarafından yapılan yoklamalar sonucunda, taşınmazların 28.2.1983 tarihli ve 83/6122 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararınına göre arsa sayılacak parsellenmemiş arazi olarak nitelendirildiği, ancak taşınmazların sadece zirai faaliyet-
te kullanılmaması arsa sayılmaları için yeterli olmadığı, aynı zamanda anılan Bakanlar Kurulu kararının 1. maddesi-
nin (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde sayılan arazilerden olması gerektiği, davalı belediyece taşınmazların bu nitelikleri
taşıyıp taşımadığı yolunda bir tesbitte bulunulmadığı görülmektedir. …Bu durumda, davacıların taşınmazlarının Ba-
kanlar Kurulu Kararının 1. maddesine göre arsa sayılacak parsellenmemiş arazi olarak nitelendirilmesi mümkün
olmadığından, tarh edilen cezalı arsa vergisi ve fer'ilerinde yasal isabet görülmemiştir.
152 03 Temmuz 1984 tarih ve 18447 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
153 29 Temmuz 1972 tarih ve 14260 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
154 6 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nin, (I) numaralı ekinde yer alan Arazi Değerlemesine dair metnin
Arazinin kullanımı ile ilgili kısmındaki açıklamalar uyarınca.
TBB | 77