Page 132 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 132
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
olarak kiracı tarafından ödenen vergiler mükellefiyette değişikliğe yol açamaz (Şen-
türk, 2015: 18-19) 213
339. Üzerinde intifa hakkı bulunan taşınmazla ilgili olarak intifa hakkı sahibi ile malik
arasındaki ilişkiyi Medeni Kanun’un 813’üncü maddesi düzenlemiştir. İntifa hakkı
sahibi intifa edilen taşınmazın koruma ve işletme masraflarını kanun gereğince üst-
lenmek zorundadır. Bu maddeye göre vergi intifa hakkı sahibi tarafından ödenir; ma-
lik yaptığı ödemeleri intifa hakkı sahibinden isteyebilir.
340. Emlak Vergisi Kanunu gereğince emlak vergisi yükümlülüğü, ister kanundan doğsun
ister sözleşme ile kurulmuş olsun, intifa hakkı sabine aittir. 214 İntifa hakkı malikten
başka bir kişiye ait ise emlak vergisi yükümlülüğü sadece intifa hakkı sahibine ait
olup mülkiyet sahibi için herhangi bir emlak vergisi mükellefiyeti oluşmayacaktır. 215
mede davacı şirketin; kurucu ve işletici olarak Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan faaliyet ruhsatı alacağı, ayırca faaliyete
geçmeden önce de depo işletmeciliği ve işyeri kiralama konularında faaliyet göstermek için iki ayrı ruhsatın alınacağı,
mülkiyeti Hazine'ye ait olan bölge arazisi üzerinde, bölgenin yerleşim planı ve altyapı projelerinin onayını takiben
yerleşim planında belirtilen ilk etap inşaatını bir yıl içinde, diğer etapları ve üstyapı tesislerini ise Dış Ticaret Müsteşar-
lığı direktifleri uyarınca inşa edeceği, sözleşme süresi sonunda bölgeyi Dış Ticaret Müsteşarlığı'na devredeceği, inşa
edeceği işyerlerini sadece Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından faaliyet ruhsatı verilmesi uygun görülen kişi veya kuru-
luşlara kiralayabileceği, bölgenin işletilmesinden ve işyerlerinin kiralanmasından elde edilen gelirin bir kısmının ilgili
fonlara aktarılacağı kurallarına yer verildiği, bu kuralların değerlendirilmesinden davacı şirketin Emlak Vergisi Kanu-
nu'nun 3. maddesinde yer alan malik, intifa hakkı sahibi ya da binaya malik gibi tasarruf edenlerden olmadığı, aksine
"kurucu ve işletici" olduğu, sözkonusu bölgenin mülkiyetinin Hazineye ait olduğu açık olduğundan, davacının emlak
vergisi mükellefi olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, emlak vergisi mükellefi olmayan davacı adına tahakkuk ettirilen emlak vergisi, kültür varlıklarına katkı
payı ve vergi cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığından, temyize konu vergi mahkemesi kararı sonucu itibarıyla
yerinde görülmüştür. Ayrıca, Danıştayın; 26.10.2015 tarih ve E:2013/7101 K:2015/11770 sayılı kararı da benzer
yöndedir.
213 Danıştay 9. Dairesi’nin 18.3.2010 tarih ve E:2008/854 K:2010/1385 sayılı kararı: Davacı adına 2000-2005
yıllarına ait tahakkuk etirilen emlak vergileri, 2003 yılına ait ek emlak vergisi ve kültür ve tabiat varlıkları koruma fonu
payının tahsili amacıyla düzenlenen 25.4.2006 tarih ve 204,205,206 sıra nolu ödeme emirlerinin iptali istemiyle
açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, davacının maliki olduğu Aydın ili, Söke ilçesi, Dolucaboğaz Mevkii, 739 ada,
2 parseldeki taşınmaz üzerine bina yapılması için davacı ile S.S. Semih Yapı Kooperatifi arasında daire karşılığı inşaat
sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmede taşınmaza ilişkin tüm vergilerin 1995 yılından itibaren adı geçen kooperatif
tarafından ödeneceğine yönelik hüküm bulunduğu, dava konusu ödeme emirlerinin 15.5.2006 tarihinde düzenlene-
rek davacıya 23.5.2006 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, adı geçen taşınmaza ilişkin dava konusu ödenecek
vergi ve fon paylarının sorumlusunun, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 13.maddesi uyarınca taşınmazın maliki
olan davacı olduğu, kooperatifle yapılan sözleşmenin sadece tarafları bağladığı, vergi dairesini ise bağlayıcı niteliği
bulunmadığı, bu sebeple 2001-2005 yıllarına ilişkin emlak vergileri ve kültür ve tabiat varlıkları koruma fonu payları-
nın dava konusu ödeme emirleri ile davacıdan istenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı; 2000 yılına ait emlak
vergisinin ise, 6183 sayılı Kanunun 102. maddesi uyarınca 2005 yılı itibariyle tahsil zamanaşımına uğradığı ve dava-
cıdan istenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul, kısmen reddeden kararın onanmasına
ilişkindir.
214 Danıştay 9. Dairesi’nin 11.10.2018 tarih ve E:2015/5591 K:20018/6158 sayılı kararı: Bu açıklamalar ışığında,
dava konusu İzmir ili, Konak ilçesi, Tepecik mahallesinde yer alan …Ada, …Parselde kayıtlı taşınmaza ait tapu kaydı-
nın incelenmesinden söz konusu taşınmaz üzerinde Ahmet Gürkaynak lehine intifa hakkı tesis edildiği görülmekte
olup, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan beyan dilekçesinde de taşınmaz üzerinde Ahmet Gürkaynak yanında
Şefika Gürkaynak lehine de tesis edilmiş intifa hakkı bulunduğu belirtildiğinden mahkemece dava konusu taşınmaz-
lar üzerinde intifa hakkı bulunup bulunmadığının, bulunuyorsa hangi yılda tescil edildiklerinin tapu idaresinden so-
rulması ve bunun sonucu taşınmazlar üzerinde intifa hakları bulunduğunun anlaşılması halinde davacının emlak
vergisi mükellefi sayılmaması gerektiğinden bu husus gözönüne alınarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
E:2015/5546 K:2018/6156, E:2015/5548 K:2018/6151, E:2015/5566 K:2018/6157, E:2015/5568
K:2018/6155 sayılı kararlar da aynı yöndedir.
215 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 11.04.2011 tarih ve 261 sayılı özelgesi ile intifa hakkı üzerinde kalmak
şartıyla bağışlanan gayrimenkullerin emlak vergisini intifa hakkı sahibinin ödemesi gerektiği belirtilmiştir.
104 | TBB