Page 134 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 134
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
346. Özetle bir taşınmazın maliki veya intifa hakkı sahibi yoksa o zaman emlak vergisi
mükellefi malik gibi tasarrufta bulunan kimsedir. 217 Malik gibi tasarrufta bulunan,
malik olmadığı halde taşınmazı sahiplenen kişidir.
3. Emlak Vergisi Mükellefiyetinin Başlaması
347. Emlak vergisinde mükellefiyeti doğuran temel olay; bina, arsa veya arazi maliki, intifa
hakkı sahibi veya malik gibi tasarruf edeni olmaktır. Vergi konusunda bazı değişiklik-
lerin olması durumunda da mükellefiyetin başlaması ve sona ermesi özellikler göste-
rebilir.
348. Bina vergileriyle ilgili mükellefiyetin ne zaman başlayacağı, Kanun’un “Bina Vergisi”
başlıklı “Birinci Kısım”da yer alan, “Mükellefiyetin Başlaması ve Bitmesi” başlıklı
9’uncu maddesinde; arazi veya arsa vergileriyle ilgili mükellefiyetin ne zaman başla-
yacağı ise, Kanun’un “Arazi Vergisi” başlıklı “İkinci Kısım”da yer alan, “Mükellefiyetin
Başlaması ve Bitmesi” başlıklı 19’uncu maddesinde belirlenmiştir.
349. Gerek 9’uncu maddede ve gerekse 19’uncu maddede hem bina hem de arazi (veya
arsa) vergilerinde vergi mükellefiyetinin başlaması ile ilgili, (a), (b) ve (c) fıkraları dü-
zenlenmiş ve bu fıkralarda dört farklı sebep sayılmıştır. Bu maddelerde yer alan hü-
kümlere göre emlak vergisi mükellefiyeti;
1) Vergi değerini tadil eden (Kanun’un 33’üncü maddesinin (1) ila (7) numaralı fık-
ralarında yazılı) sebeplerin doğması halinde, 218 değişikliklerin vuku bulduğu tarihi
takip eden bütçe yılından itibaren;
2) Bir yörede bina değerlerinde %25’i aşan oranda artma veya eksiltme olması ha-
linde, bu duruma bağlı olarak takdir işleminin yapıldığı tarihi takip eden bütçe yılından
itibaren; 219
3) Dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinin yapıldığı tarihi takip eden bütçe yılından
itibaren; 220
4) Muafiyetin sukut etmesi halinde bu sukut tarihini takip eden bütçe yılından itiba-
ren;
217 Danıştay 9. Dairesi’nin 17.12.2016 tarih ve E:2013/6311 K:2016/520 sayılı kararı: Dosyasının incelenmesinden;
Hazineye ait İzmir İli, Aliağa İlçesi, Çakmaklı Köyü sınırları içinde kalan 70.998,65 m2 lik deniz dolgusu alanında,
alınan iki adet izin ve ruhsat kapsamında davacı şirket tarafından inşa edilen iskele ile dolgu alanının Milli Emlak
Genel Müdürlüğünce davacı şirkete tahsis edildiği ve münhasıran davacı şirketin tasarrufunda olan bu alanın, davacı
şirket tarafından malik gibi kullanıldığından bahisle söz konusu taşınmazlar için emlak vergisi mükellefiyeti tesis
edildiği anlaşılmaktadır. …Olayda, sözü edilen taşınmazların, su ve dolgu alanında kaldığı, özel mülkiyete konu ola-
mayacağı, tapu kaydının bulunmadığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu hususları sabittir. Bu sebeple
davacının söz konusu taşınmazlar üzerinde mülkiyet, intifa veya herhangi bir irtifak hakkına sahip olması mümkün
bulunmamaktadır. Taraflar arasında yapılan kira sözleşmesi niteliğindeki kullanma izin sözleşmesi de bu durumu
değiştirmemektedir. Öte yandan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar üzerinde davacının malik gibi
tasarruf ettiğinden de söz edilemeyecektir.
218 Kanun’un 9 ve 19’uncu maddelerin (a) fıkralarının ilk cümleleri uyarınca.
219 Kanun’un 9 ve 19’uncu maddelerin (a) fıkralarının ikinci cümleleri ile Kanun’un 33’üncü maddesinin (8) numaralı
fıkrasına yapılan atıf uyarınca.
220 Kanun’un 9 ve 19’uncu maddelerin (b) fıkraları uyarınca.
106 | TBB