Page 158 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 158

Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması

                  başlayıp başlamadığı hususu bu noktada önem kazanmaktadır. Muafiyet şartlarının
                  kazanılması  halinin  gerçekleşmesi  tarihinde  süresi  gelen  taksitler  ödenecek  ancak
                  henüz süresi gelmemiş olan taksitler ortadan kalkacak ve bina vergisi ödenmeyecek-
                  tir. Ödenmemesi gerektiği halde ödenen taksitlerin iadesi talep edilebilecektir.

           460.   Muafiyet şartlarını kazanan binalar için kanun, emlak vergisi mükelleflerine bildirim
                  zorunluluğu yüklememiştir. Belediye tarafından bu durumun öğrenilmesinden itibaren
                  muafiyet şartlarını kazandıran olayların gerçekleştiği tarihten itibaren izleyen taksitler
                  için bina vergisi re’sen terkin edilecektir.
           461.   Muafiyet  şartlarının  kazanılmasının  bir  diğer  hali  de  taşınmazın  emlak  vergisinden
                  muaf olan kişiye satılması veya muaf olan bir kamu idaresince kamulaştırılmasıdır.
                  Satılan  taşınmaz  nedeni  ile  mükellefiyet,  bu  olayın  vuku  bulduğu  tarihi  takip  eden
                  taksitten itibaren sona erecektir. 256

                  4.1.4.    Yasaklama ile Mükellefiyetin (Ödemenin) Sona Ermesi

           462.   Kanun’un 9’uncu maddesinin son fıkrasında, oturulması ve kullanılması kanunların
                  verdiği  yetkiye  dayanılarak  yasak  edilen  binaların  vergilerinin  alınmayacağı  hükmü
                  getirilmiştir. Bu hükme göre vergi ödeme yükümlülüğü ortadan kalkmaktadır. Bu tür
                  binaların vergileri, bu durumun, mükelleflerce ilgili belediyeye bildirilmesi veya beledi-
                  ye  tarafından  re'sen  tespit  edilmesi  üzerine,  bu  olayların  vukua  geldiği  tarihlerden
                  sonra gelen taksitlerden itibaren ve bu haller devam ettiği sürece alınmayacaktır. 257

           463.   Belediye tarafından, bu tür binalar için tahakkuk ettirilen vergiler, yasaklama kararına
                  dayanılarak,  yasaklama  kararını  takip  eden  taksitten  itibaren  bu  yasaklama  kararı
                  devam ettiği sürece terkin edilecektir. Yasağın ortadan kalkması halinde ise, yasağın





                  istemiyle  davalı  kuruma  yapılan  1.8.2006  tarih  B.11.2.DDY.1.07.00.18-16.12-5424  sayılı  başvurunun, 10.8.2006
                  tarih  ve  2043  sayılı  işlem  ile  reddedilmesi  nedeniyle  dava  açıldığının  anlaşıldığı,  1319  sayılı  Emlak  Vergisi  Kanu-
                  nu'nun 14/a maddesinde, devlete ait arazilerin arazi vergisinden daimi olarak muaf olduğu, 19/2 inci maddesinde
                  de, vergiye tabi iken muaflık şartlarını kazanan araziden dolayı mükellefiyetin, bu olayın vuku bulduğu tarihi takip
                  eden taksitten itibaren sona ereceği, 30/1 inci maddesinde ise, emlak vergisinin birinci taksidinin Mart, Nisan ve
                  Mayıs aylarında ödeneceği hükümlerine yer verildiği, olayda emlak vergisi ihtilaf konusu olan arsaların 24.2.2006
                  tarihinde muaflık şartlarını kazandığının ihtilafsız olduğu, mükellefiyet bu tarihi takip eden ilk taksit olan 2006 yılı 1.
                  taksidi itibarıyla sona ereceğinden davacı kurumun 1. taksidin iptali ve iadesine yönelik başvurusunun reddine ilişin
                  işlemde  hukuka  uygunluk  görülmediği  gerekçeli  kararın  onanmasına  ilişkindir.  Ancak  karşıoyda  1319  sayılı  Emlak
                  Vergisi Kanunu'nun 19/2. maddesiyle getirilen muafiyetin başlangıç tarihinin, taksidin ödenmesi gereken tarihe göre
                  değil, bu taksidin tahakkuk ettiği tarihe göre belirlenmesi gerekmektedir. Olayda, ihtilaf konusu arsalar Şubat ayında
                  muafiyet kapsamına girdiğine göre, bu tarihten önce, Ocak ayında tahakkuk eden vergi taksidinin muafiyet kapsamı-
                  na girdiğinin kabulü olanaklı değildir görüşü de yer almaktadır.
                  256  Danıştay 9. Dairesi’nin 22.03.1990 tarih ve E.1988/3345, K:1990/1051 sayılı kararı.
                  257  Kanun’un 9’uncu maddesi son fıkrasında yer alan bu hüküm ile oturulması ve kullanılması yasaklanmış binalar-
                  dan yasaklama devam ettiği sürece vergi alınmaması öngörülmüş olup konunun kanunu 30’uncu maddesinde yer
                  alan kısıtlılık hükümleri ile arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Kısıtlılıkta, binaların tasarrufu kısıtlanmaktadır.
                  Herhangi  bir  oturma  ve  kullanma  yasağı  getirilmemekte  sadece  ilave  inşaat  ve  esaslı  değişiklik  yapılmasına  izin
                  verilmemektedir.  Kısıtlılıkta,  emlak  vergisi  ödeme  yükümlülüğü  tamamen  ortadan  kaldırılmamakta,  verginin
                  1/10’unun tahsil edilmesi, 9/10’unun ise tecil edilmesi hükme bağlanmaktadır. Oysa oturma ve kullanımın yasak-
                  lanmasında  emlak  vergisi  takip  eden  taksitten  itibaren  terkin  edilmektedir.  İki  konunun  birbirinden  ayrıştırılması
                  uygulama bakımından önem taşımaktadır.

                  130 | TBB
   153   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163