Page 271 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 271
Tarh ve Tahakkuk
düzenlenmelidir. Özellikle ikmalen tarhı gerektiren durum açıkça belirtilmelidir. Buna
göre ihbarnamede yer alması gereken hususlar şunlardır:
İhbarnamenin sıra numarası ve düzenleme tarihi,
Verginin türü,
Mükellefin adı, soyadı (tüzelkişi ise unvanı) ve açık adresi,
Vergilendirme dönemi,
Verginin matrahı, hesabı ve miktarı,
Kısa ve açık bir ifade ile ikmalen vergi tarhını gerektiren sebepler, 453
Vergi mahkemesinde dava açma şekli ve süresi.
804. İkmalen tarhiyata ilişkin düzenlenen ihbarnamede gecikme faizi de mükellefe
bildirilmelidir. İhbarname ile mükellefe bildirilmeyen gecikme faizi kesinleşmez ve bu
gecikme faizine ilişkin olarak ödeme emri düzenlenemez. 454 Gecikme faizi verginin
aslı için uygulanır. Vergi cezaları için gecikme faizi uygulanmaz. 455
453 Bu hususun mükellefi tereddüde bırakmayacak şekilde açık ve anlaşılır şekilde ifade edilmesi gereklidir.
Danıştay 9. Dairesi’nin 31.3.2010 tarih ve E:2008/2914 K:2010/1558 sayılı kararı: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun
35. maddesinde; ihbarnamelerde "verginin nevi, vergilendirme dönemi, verginin matrahı, verginin hesabı, verginin
miktarı, kısa ve açık bir ifade ile ikmalen veya re'sen vergi tarhını icabettiren sebeplerin" yazılmasının gerektiğinin
hükme bağlandığı, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 32. maddesine göre bildirimin süresinde verilmemesi nede-
niyle idarece yapılacak tarhiyata ait ihbarnamede; tarha konu gayrimenkullerin her birine ait vergi matrahı, bu mat-
rah üzerinden her bir gayrimenkule ait verginin hangi yıla ilişkin olarak hangi oran uygulanarak ve nasıl hesaplandığı,
hesaplanan verginin (haliyle üzerinden kesilecek cezanın da) ne kadar olduğu ile tarh işleminin kısa bir gerekçesinin
açık ve net bir biçimde yazılmasının lazım geldiği, olayda, imar planında biri kısmen diğeri tamamen yol ve yeşil alan-
da kaldığı taraflar arasında tartışmasız bulunan gayrimenkuller için hangi taşınmaza ilişkin olarak hangi matrah
üzerinde hangi oranda ve nasıl hesaplama yapıldığı bilgisine yer verilmeksizin sadece yıl ve vergi tutarlarının yazılı
olduğu ihtilaf konusu ihbarnamelerle cezalı tarhiyatın yapıldığının görüldüğü, bu durumda imar planında birinin kıs-
men birinin tamamen yol ve yeşil alanda kaldığı taraflar arasında tartışmasız olan gayrimenkuller için muafiyet ve
kısıtlılıkla ilgili ileri sürülen davacı iddialarının değerlendirilmesi, İmar Kanununun 13 ve Emlak Vergisi Kanunu'nun
maddi olaya uygulanacak olan 30. maddesi ile buna dayanılarak çıkarılan Tasarrufa Kısıtlanan Arsa ve Arazi Hakkın-
da Yönetmelik hükümleri çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için ihbar-
namede sadece yılı gösterilen vergilerin ve cezaların hangi gayrimenkul için hangi matrah üzerinden nasıl hesaplan-
dığının kısıtlılık hükümleri uygulandığının açık ve net bir biçimde ortaya konulması gerekeceğinden, 213 sayılı Yasa-
nın 35. maddesine aykırı bir şekilde düzenlenen ihbarnamelerde yasal isabet bulunmadığı, öte yandan; davalı idare-
ce ihbarnameler haricinde tahakkuk fişleri de düzenlenerek davacıya tebliğ edilmiş ise de, ihbarnamelere karşı yasal
süresi içerisinde dava açıldığından tahakkuk fişi düzenlenmesine de olanak bulunmadığı gibi anılan tahakkuk fişle-
rinde tahakkuk ettirilen ve bir kısmı tecil edilen yazılı vergilerin hangi gayrimenkule ilişkin olduğunun belirtilmediği,
ihbarname konusu vergi ve cezalarla da tutar itibariyle denklik sağlanmadığıdan, yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet
görülmediği gerekçesiyle kabul eden kararın onanmasına ilişkindir.
454 Danıştay 3. Dairesi’nin 19.01.1989 tarih ve E:1988/1401, K:1989/133 sayılı kararında; ihbarnamede ödenmesi
gereken gecikme faizi ile ilgili herhangi bir bildirim bulunmadığından, gecikme faizinden haberdar edilmeyen davacı-
nın, vadesinde ödemediğinden söz edilemeyeceği cihetle, gecikme faizinin kesinleştiğinden bahisle adına ödeme
emri düzenlenmesinde Kanuna uyarlık görülmediği, belirtilmektedir.
Danıştay 9. Dairesi’nin 26.10.2015 tarih ve E: 2012/430 K:2015/11424 sayılı kararı: 213 sayılı Vergi Usul Kanu-
nu'nun 112. maddesinde, ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen
vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden
itibaren son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen
gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı, gecikme faizinin de aynı süre içinde ödeneceği, gecikme faizi-
nin hesaplanmasında ay kesirlerinin nazara alınmayacağı hükme bağlanmış , anılan Kanunun 341.maddesinde ise, "
Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik
yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.
Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan
tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir. Yukarıda ki
TBB | 243