Page 331 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 331
Muafiyet, İstisna, İndirim ve Kısıtlılık
sellenmemiş araziler için de geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, vergisi ihtilaflı arsanın belediye ve mücavir alan
sınırları dışında bulunduğu görülmektedir.
Olayda, davacıya ait belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunduğu tartışmasız
olan sözkonusu arsanın kiraya verildiği veya ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kulla-
nıldığı yolunda herhangi bir iddia ve tespit bulunmaması karşısında, taşınmazın mev-
cut haliyle Yasa'da daimi muafiyet için öngörülen şartları taşıdığı, bu nedenle de,
emlak vergisinden daimi muaf tutulması gerektiği sonucuna varıldığından, söz konu-
su verginin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde isabet görülmemiştir. 601
601 Danıştay 9. Dairesi’nin 4.7.2007 tarih ve E:2006/5084 K :2007/2660 sayılı kararı: Aynı Kanun'un 14. madde-
sine 3239 sayılı Kanun'un 104. maddesiyle eklenen (g) fıkrasında; belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan
arazilerin kiraya verilmemek şartıyla arazi vergisinden daimi olarak muaf tutulacağı, gelir vergisinden muaf esnaf ile
basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan arsa ve arazi hariç olmak üzere,
ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan arazi ile arsalar ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazi için bu muafiye-
tin uygulanmayacağı hükmü yer almaktadır. ...Anılan Kanunun 12. maddesinde, Kanunun diğer maddelerinde geçen
arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı belirtildiğinden ve 14. maddenin (g) fıkrasının parantez içi hükmünde de sözü
edilen belediye ve mücavir alan sınırları dışındaki taşınmazların maddedeki ticari, sınai ve turistik faaliyette kullan-
mama şartının sadece araziler için geçerli olmayıp, arsa ve arsa sayılacak parsellenmemiş araziler için de geçerli
olduğu anlaşılmaktadır. ...Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden vergisi ihtilaflı taşınmazların bulunduğu Çayağzı
Köyü, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.09.2004 tarih ve 815 sayılı kararıyla "5216 sayılı Büyükşehir Bele-
diye Kanununun geçici 2. maddesinde yer alan "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte büyükşehir belediye sınırları,
İstanbul ve Kocaeli İlinde, il mülkî sınırıdır.Bu sınırlar içinde kalan köylerin tüzel kişiliği sona ererek mahalleye dönü-
şür. Bu şekilde oluşan mahallelerin katılacağı ilçe veya ilk kademe belediyesi, büyükşehir belediye meclisince belirle-
nir. " hükmü uyarınca 23.07.2004 tarihinden itibaren mücavir alan sınırları içine alındığı ve Beykoz Belediye Başkan-
lığının 13.10.2004 tarih ve 3081 sayılı işlemi ile de Çayağzı Köyünün 1.1.2005 tarihinden itibaren emlak vergisine
tabi olacağı hususunun Çayağzı Köyü Muhtarlığına bildirildiği görülmektedir. ...Olayda davacı şirkete ait olan taşın-
mazların bulunduğu Çayağzı Köyünün yukarıda sözü edilen 5216 sayılı Kanunun anılan maddesi uyarınca
23.07.2004 tarihinden itibaren belediye ve mücavir alan sınırları içerisine alındığı, ihtilaf konusu emlak vergisinin
tahakkuk ettirildiği 2003 yılında bu sınırların dışında bulunduğu dolayısıyla davacı şirkete ait taşınmazların 1319
sayılı Kanunun 14/g maddesi kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Ancak yukarıda sözü edilen Yasa hükmüne göre
belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan taşınmazların ancak maddede yazılı şartlarla emlak vergisinden
daimi olarak muaf olacağı açıklandığından ve bu şartlardan bazıları da taşınmazların kiraya verilmemesi, ticari, sınai
ve turistik faaliyetlerde kullanılmaması olduğundan, uyuşmazlığın çözümü bakımından bu hususların belirlenmesi
önem arzetmektedir. ...Bu itibarla, vergi mahkemesince 2003 yılında mücavir alan sınırları dışında bulunan ve temyiz
konusu olan arsa vasfındaki davacı şirkete ait taşınmazların kiraya verilip verilmediği, ticari, sınai ve turistik faaliyette
kullanılıp kullanılmadığı yönünde bir araştırma yapılması ve bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Dairenin; E:2006/5085 K:2007/2661, E:2006/5086 K:2007/2662, E:2006/5087 K:2007/2663, E:2006/5088
K:2007/2664, E:2006/5089 K:2007/2665 sayılı kararlar da aynı yöndedir.
Danıştay 9. Dairesi’nin 10.07.2008 tarih ve E: 2007/6312 K:2008/4020 sayılı kararı: Olayda, belediye ve mücavir
alan sınırları dışında bulunduğu tartışmasız olan taşınmazın, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanıldığı ya da
kiraya verildiği hususlarında idarece yapılmış bir tespit bulunmadığından, söz konusu taşınmazın Emlak Vergisi Ka-
nununun 14/g maddesinde yer alan muafiyetten yararlandırılması gerektiği, dolayısıyla davacının ödeme emrine
konu böyle bir borcu bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Danıştay 9. Dairesi’nin 18.10.2011 tarih ve E: 2008/2373 K:2011/6572 sayılı kararı: Bu düzenlemeler karşısında,
arsa vasfındaki bir taşınmazın emlak vergisi daimi muafiyetinden yararlanabilmesi için belediye ve mücavir alan
sınırları dışında bulunması, kiraya verilmemesi, ticari, sınai ve turistik faaliyette kullanılmaması gerekmektedir.
...Olayda davacı Emlak Vergisi Kanunu'nun 14/g maddesi uyarınca emlak vergisinden muaf olduğunu iddia etmekte
olup, vergi mahkemesince davacının taşınmazının bu madde kapsamında muafiyet koşullarından faydalanıp fayda-
lanmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda davacının taşınmazının Emlak Vergisi Kanu-
nu'nun 14/g maddesinden faydalanıp faydalanmayacağı hususu araştırılarak hasıl olacak duruma göre bir karar
verilmesi gerekirken, bu konuda bir hüküm tesis edilmeden verilen kararın bozulması gerekmektedir.
Danıştay 9. Dairesi’nin 17.3.2010 tarih ve E: 2008/4711 K:2010/1259 sayılı kararı: 1319 sayılı Emlak Vergisi Ka-
nunu'nun 12. maddesi hükmü uyarınca, aynı Kanunun 14. maddesinde yer alan arazi tabiri, arsaları da kapsayaca-
ğından ve 17 seri no'lu Emlak Vergisi Genel Tebliği'nde, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan arsaların,
ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılmadığı takdirde araziler için getirilen muafiyetten yararlanabileceği belirtil-
diğinden ve olayda, davacıya ait belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan taşınmazın, ticari, sınai ve turistik
faaliyetlerde kullanıldığı ya da kiraya verildiği hususlarında idarece yapılmış bir tespit bulunmadığından, sözkonusu
TBB | 303