Page 374 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 374
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
sayılı Kanun, Emlak Vergisi Kanunu’nun yukarıda yazılı hükmünden sonra yürürlüğe
girmiş olması nedeniyle alınan Kanun’un gerek değişmeden evvelki 22’nci madde-
sinde ve gerekse halen yürürlükte olan değişiklikten sonraki 21’inci maddesinde be-
lirtilen taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının, emlak vergisinden muaf tutulması zo-
runludur.
1156. Bu konuda Danıştay’ca, “her ne kadar 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 22’nci
maddesinde bina ve arazi vergileri ile ilgili muaflık ve istisna hükümlerinin bu Kanuna
eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği belirtilmiş ise
de 2863 sayılı Kanun’un 1319 sayılı Kanun’dan sonra yürürlüğe girdiği ve kanun
koyucunun amacının, eski eserlerin korunması ve değerlendirilmesi için bunların ma-
lik ve zilyetleri tarafından kullanımını cazip hale getirir tedbirler alınması yolu ile vergi
hukuku açısından eski eser sahiplerine olanak sağlamak olduğu göz önünde tutuldu-
ğunda, 2863 sayılı Kanun’un 21’nci maddesinde yer alan muafiyet hükmünün emlak
vergisini de kapsamına aldığının kabulünün zorunlu olduğu” gerekçesiyle 2863 sayılı
Kanunu’nun 21’inci maddesinde belirtilen taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının em-
lak vergisinden muaf tutulması gerektiği yönünde kararlar verilmektedir. 682
1157. Özellikle, Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 11.05.1994 tarih ve
E:1993/130, K:1994/206 sayılı kararında: “Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu
2863 sayılı Yasanın 21’inci maddesinde yazılı bağışıklık kuralına benzeyen bir kural
olan ve 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun 24’üncü maddesinin, Em-
lak Vergisi Kanunu’nun 22’nci maddesinde yapılan düzenleme karşısındaki durumu-
nu 11.2.1988 günlü ve E:1987/3, K:1988/1 sayılı Kararında tartışmış ve Emlak Ver-
gisi Kanunu’nun 22’nci maddesinin kanun koyucuya, emlak vergisi ile ilgili muafiyet
ve istisna hükümlerini nasıl düzenlemesi gerektiğini belirten nitelik taşıdığı, yasa ya-
pıcının Anayasanın buyurucu bir kuralına dayanmaksızın özgür iradesiyle yaptığı bu
kuralı sonradan değiştirip, kaldırabileceği, nitekim Emlak Vergisi Kanunu’nun yürürlü-
ğe konulmasından çok sonra yapılan 2954 ve 2960 sayılı Yasalarda da emlak vergisi
bağışıklığı öngörüldüğü, 4792 sayılı Kanun’un 24’üncü maddesindeki "...her türlü
vergi, resim ve harçtan muaftır." hükmünün, emlak vergisini de kapsayacağı sonucu-
na ulaşmıştır. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 21. mad-
desinde yazılı kuralın da başka türlü anlaşılmasına olanak bulunmamaktadır. Bağışık-
lığın söz konusu olduğu durumlarda kısıtlılığın tartışılmasına gerek bulunmamaktadır”
gerekçesine yer verilerek, Emlak Vergisi Kanunu’nun yürürlüğünden sonra yapılan
varlığı kapsamında olduğu ve emlak vergisinden muaf olduğu iddiasının araştırılması amacıyla mahkemelerince
verilen ara kararı ile getirtilen belgelerin incelenmesinden, şeker fabrikasındaki gayrimenkullerden, sadece 1174 ada
ve 1 parseldeki meclis binası hakkındaki koruma kurulu kararı ile tapu sicil kaydında "korunması gerekli taşınmaz
kültür varlığıdır" ibaresinin bulunduğu, bu durumda dava konusu ödeme emrinin, meclis binası için tahakkuk ettirilen
kısmının iptali icabettiği, davalı idarenin 2863 sayılı Yasa'nın, özel Kanun olan Emlak vergisi kanunu nedeniyle olayda
uygulanmasının mümkün olmadığı yolunda iddiasına; dava konusu ihtilaf dikkate alındığında 2863 sayılı Yasanın
hem özel Kanun, hem de sonraki çıkan Kanun niteliğinde olduğundan, itibar edilemeyeceği gerekçesiyle kısmen
kabul eden, kısmen reddeden kararın onanmasına ilişkindir.
682 Bu konuda, Danıştay 9. Dairesi’nin 24.02.1988 tarih ve E:1988/663, K:1987/2583 sayılı, 15.11.1988 tarih ve
E:1987/80, K:1988/3460 sayılı kararları örnek olarak gösterilebilir.
346 | TBB