Page 376 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 376

Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması

           1160.  Özetle;  2863  sayılı  Kanun’un  21’inci  maddesi  kapsamındaki  taşınmaz  kültür
                  varlıklarının emlak vergisinden muaf olacakları; muafiyetin söz konusu olduğu durum-
                  larda da kısıtlılığın tartışılmasına gerek bulunmadığı söylenebilecektir.
           1161.  Maddede vergi muafiyeti uygulanacak olan taşınmazlar bakımından, iki farklı nitelik
                  belirlenmiştir. Öncelikle, Tapu kütüğüne "korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır"


                  nın yapıldığı ve tarhiyatın davacının da aralarında bulunduğu 5 hissedara eşit olarak paylaştırıldığı; davacının ise,
                  arazinin fiilen taksim edildiği, gayrimenkulün tarım arazisi vasfında olduğu ve kendisine düşen kısımda sadece man-
                  dalina bahçesinin yer aldığı, bu nedenle kendisinden arsa vergisi istenemeyeceğini ileri sürdüğü; mahkeme tarafın-
                  dan bu hususun tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak,
                  uyuşmazlık konusu gayrimenkul üzerinde zirai faaliyet yapıldığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne
                  karar verildiği görülmektedir. ...Taşınmazın kafeterya/düğün salonunun yer aldığı parsel dışında kalan parsellerinin
                  hissedarlarından  Hakan  Mutlu,  Necla  Mutlu  ve  Nurdan  Mutlu  tarafından  açılan  ve  İzmir  4.  Vergi  Mahkemesi'nin
                  E:2009/1877, E:2009/1880, E:2009/1881, E:2009/1878 esas numaralı dosyalarında görülen davalarda mahke-
                  me tarafından, uyuşmazlık konusu gayrimenkul üzerinde tarımsal faaliyet yapılmadığının sabit olduğu ve söz konusu
                  gayrimenkulün arsa sayılacak parsellenmemiş arazi vasfında olduğu belirtildikten sonra, arsanın bulunduğu alanın III.
                  derece  doğal  sit  alanı  olarak  ilan  edildiği  ve  davalı  idarenin  beyanından  da  1/5.000  ve  1/1.000  ölçekli  koruma
                  amaçlı imar planlarının yapılmadığı, gayrimenkul üzerinde kesin yapılaşma yasağı bulunmamakla birlikte, şu an için
                  gayrimenkule  inşaat  izni  verilemeyeceğinin  bildirildiği  anlaşıldığından,  1319  sayılı  Emlak  Vergisi  Kanunu’nun  30.
                  maddesinde  öngörülen  tasarrufu  kısıtlanan  arsa  vasfında  olduğu  sonucuna  varılmış  ve  taşınmazının  fiilen  kısıtlı
                  olduğu kabul edilerek, emlak vergisinin 1/10 oranında uygulanması gerekirken kısıtlılık hali uygulanmadan yapılan
                  cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığına karar verilmiştir.
                  Yukarıda belirtilen mahkeme kararlarına yönelik tarafların temyiz isteminin, Danıştay 9. Dairesi'nin 14.02.2013 tarih
                  ve  E:2010/10284,  K:2013/656;  E:2010/10282,  K:2013/653;  E:2010/10281,  K:2013/655;  E:2010/10283,
                  K:2013/654 sayılı kararlarıyla, söz konusu kararlara karşı davalı idare tarafından yapılan kararın düzeltilmesi istemi-
                  nin  de,  09.09.2014  tarih  ve  E:2013/9317,  K:2014/5109;  E:2013/9155,  K:2014/5108;  E:2013/8910,
                  K:2014/5107; E:2013/8908, K:2014/5093 sayılı kararlarıyla reddedilmesi üzerine yukarıda esas numaraları belir-
                  tilen  mahkeme  kararlarının  kesinleştiği  anlaşıldığından,  mahkeme  kararının  bozulması  uygun  görülmüştür.
                  E:2011/5247 K:2014/666 sayılı karar da aynı yöndedir.
                  Bu durumda, 3. Derece Doğal Sit Alanı'nda kalmakla birlikte, üzerinde kesin yapılaşma yasağı olduğu tartışmasız olan
                  taşınmaza  ilişkin  2010/1.  dönem  emlak  vergisi  ve  ferilerinin  ödenmediğinden  bahisle  davacı  adına  düzenlenen
                  ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
                  Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 30.01.2013 tarih ve E:2012/247 K:2013/40 sayılı kararı: Dosyadaki belge-
                  lerden, 23.7.2001 tarihli imar planında biri belediye hizmet, biri de konut alanında kalan vergisi ihtilaflı taşınmazların
                  bulunduğu alanın, İzmir (II) numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 3.4.2002 gün ve 10550 sayılı
                  kararı ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 5.11.1999 gün ve 659 sayılı ilke kararı uyarınca
                  İkinci derece doğal sit alanı olarak belirlenmesinden sonra aynı Kurulun aynı alanın bir kısmını doğal sit alanından
                  çıkarması ve bir kısmını da Üçüncü derece doğal sit alanı olarak belirlemesine ilişkin 26.9.2002 gün ve 10936 sayılı
                  kararının İzmir 4. İdare Mahkemesince iptal edilmesi üzerine İzmir 1 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
                  Bölge Kurulunun 21.10.2005 gün ve 977 sayılı kararı ile yeniden İkinci derece doğal sit alanı olarak belirlendiği ve
                  aynı Kurulun 18.7.2007 gün ve 2490 sayılı kararı ile 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ile 1/1000
                  ölçekli koruma amaçlı imar planını hazırlanma süresinin, 2863 sayılı Kanunun 17'nci maddesi uyarınca bir yıl uzatıl-
                  dığı ve bu alana ilişkin yapılanma koşullarının Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 19.6.2007 gün
                  ve 728 sayılı ilke kararına tabi olduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır. ...Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek
                  Kurulunun 5.11.1999 günlü, 659 ve 19.6.2007 günlü  728 sayılı ilke kararlarında İkinci derece doğal sit alanının
                  doğal  yapının  korunması  ve  geliştirilmesi  yanında  kamu  yararı  gözönüne  alınarak  kullanıma  açılabilecek  alanlar
                  olduğu tanımlandıktan sonra, bu alanlarda turizm yatırım ve turizm işletme belgeli turistik tesisler ile hizmete yönelik
                  yapılar dışında herhangi bir yapılaşmaya gidilemeyeceğine, kullanıma açılabilecek bölgelerde geçici dönem yapılan-
                  ma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak Koruma Kurullarınca belirlenmesine, bu belirlemede varsa çevre
                  düzeni planı veya nazım plan kararları ile arazinin topoğrafya, peyzaj, silüet ve benzeri karakteristiklerinin gözönünde
                  tutulmasına, ancak hazırlanacak Koruma Amaçlı İmar Planı kriterlerini etkileyebilecek nitelik ve yoğunluktaki uygula-
                  malara Koruma Amaçlı İmar Planı yaptırılmadan izin verilmeyeceğine karar verilmiştir. ...Çiğli Belediye Başkanlığın-
                  dan, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun kararı ile İkinci derece doğal sit alanı
                  olarak belirlenen alanda kalan, vergisi davaya konu yapılan taşınmazları da kapsayacak şekilde yapılması gereken
                  1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planının hangi tarihte ta-
                  mamlandığı ve kesinleştiği sorulan Kurulumuzun E:2009/655...657 sayılı dosyalarında 22.1.2010 günlü ara kararla-
                  rına  verilen  cevapta,  değinilen  planların  tamamlanmadığı  ve  hazırlama  çalışmalarının  devam  ettiği  bildirilmiştir.
                  ...Yukarıda değinilen kurallar ve ilke kararları uyarınca İkinci derece doğal sit alanı olarak belirlenmesi nedeniyle imar
                  planı uygulaması durdurulan alan için koruma amaçlı imar planları yapılmaması nedeniyle bu alanda bulunan taşın-
                  mazların tasarrufunun kısıtlandığının kabulü gerektiğinden, kısıtlılık hali gözetilmeksizin yapılan vergilendirmeye karşı
                  açılan davanın reddi yolundaki ısrar kararı hukuka uygun görülmemiştir.

                  348 | TBB
   371   372   373   374   375   376   377   378   379   380   381