Page 41 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 41
Vergi Hukuku ve EmlakVergisi
45.2. Sonraki kanun ilkesi; aynı hiyerarşi basamağında yer alan aynı nitelikteki normlardan,
en son yürürlüğe giren normun tercih edilmesini ifade etmektedir. Zira sonraki düzen-
lemede, ya açıkça önceki hükmün kaldırıldığı yer alır ya da aynı konuda farklı bir dü-
zenleme getirilerek önceki hüküm üstü kapalı (zımni) olarak kaldırılır. Çelişen (veya
22
çatışan) iki kanundan özel kanun yeni, genel kanun eski tarihli ise özel kanun geçer-
lidir. Uygulanacak hükmün belirlenmesi gereken bazı durumlarda, önceki kanun -
sonraki kanun ilkesi ile genel kanun - özel kanun ilkesinin birlikte ele alınması da
gerekebilir.
23
45.3. Özel kanun ilkesi; aynı konuda düzenleme yapan ve aynı tarihte yürürlükte bulunan
kanunlar arasında “özel kanun”un “genel kanun”a tercih edileceğini ifade etmektedir.
Ayrıca, aynı kanunun maddeleri arasındaki çatışmanın çözümünde de bu ilke kullanı-
lır. Hükümlerinin mahiyeti itibariyle herkese veya her olaya uygulanması mümkün
olan kanunlara genel kanun denilmektedir. Buna mukabil belli kişilere veya belli olay-
lara uygulanan kanunlara ise özel kanun denmektedir. Örneğin Vergi Usul Kanunu,
bütün vergilere uygulanan genel kanun iken, Emlak Vergisi Kanunu özel kanundur.
Aynı konuyu düzenleyen iki farklı hükmün ikisi de özel ya da ikisi de genel hüküm ise
sonraki hüküm uygulanır. Biri genel diğeri özel hüküm içeriyorsa, sonraki hüküm özel
hüküm olması halinde özel hüküm uygulanır. Eğer sonraki hüküm, genel hüküm ise
bu durumda kanun koyucunun genel yasayı çıkarırken hangi amacı taşıdığını araştır-
mak gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, genel kanun yeni, özel kanun eski tarihli ise
konunun çözümü için kanun koyucunun iradesi araştırılacak ve bu iradeye uygun
olarak geçerli hüküm belirlenecektir. Zira, kanun koyucu sonraki tarihli genel hüküm
ile, önceki özel hüküm hususlarında değişiklik öngörmekte ise genel hükmün uygu-
lanması; değilse özel hükmün uygulanması gerekmektedir.
24
45.4. Geçici madde ilkesi; hukuk kuralları arasındaki çelişkinin esas madde ve geçici
madde ilişkisine bakılmak suretiyle giderilmesini ifade etmektedir. Hukuk kurallarının
uygulanmasında farklı hükümler arasındaki çelişkiler genellikle aynı konudaki farklı
kanunlarda yer alan hükümler arasında yaşanmakla birlikte aynı kanunun farklı hü-
22 Üstü kapalı (zımni) kaldırma nitelendirmesi, Anayasa Mahkemesi’nin 15.3.1966 tarih ve E:1965/40, K:1966/15
sayılı, 18 Temmuz 1966 tarih ve 12351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, kararı ile yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi
kararında, özel kanunlardan yürürlük tarihine göre önceki ve sonraki kanun hükümleri arasında çelişme bulunursa
veya öncekinin ele aldığı konuyu sonraki kanun yeni baştan düzenlerse sonraki kanun, önceki kanunu üstü kapalı
olarak yürürlükten kaldırır şeklindeki içtihadı ile normlar hiyerarşisinde önceki kanun ve sonraki kanun hususuna
açıklık getirmiştir.
23 Nitekim, Danıştay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 11.2.1988 tarih ve E:1987/3, K:1988/1 sayılı kararında;
önceki ve sonraki kanun hükümleri arasında çelişme olduğu takdirde somut olayda özel ve sonraki kanun hükümleri-
nin uygulanacağı belirtilmektedir.
24 Özel kanun ilkesine ilişkin olarak Danıştay 6. Dairesi’nin 10.3.2006 tarih ve E:2005/6912, K:2006/1029 sayılı
kararı örnek olarak gösterilebilir. Bu kararında Danıştay; Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58’
inci maddesinde düzenlenen ‘7 günlük’ süre hükmünün, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7’nci madde-
sindeki dava açma süresine ilişkin hüküm karşısında özel hüküm niteliğinde olduğunu, dolayısıyla, somut olayda
uygulanacak olan hükmün 6183 sayılı Kanun’un 58’inci maddesinde ki özel hüküm olduğu, yönünde içtihatta bu-
lunmuştur. Görüleceği üzere dava açma süresine ilişkin normlar hiyerarşisinde aynı statüde yer alan bu iki farklı
hükümden hangisinin somut olaydaki uygulamada esas alınacağı hususu özel hüküm-genel hüküm ilişkisi bakımın-
dan sonuca bağlanmaktadır.
TBB | 13