Page 42 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 42
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
kümleri arasında da bazen ihtilaf oluşabilmektedir. Bu durum özellikle geçiş sürecini
düzenleyen geçici maddelerdeki hükümler ile aynı kanunun esas maddeleri arasında
söz konusu olmaktadır. Esas maddeler ile geçici maddeler arasındaki uygulama önce-
liğinin belirlenmesi ve çelişkiden kaynaklanan çatışmanın çözümü hususu, Anayasa
Mahkemesi tarafından vuzuha kavuşturulmuştur. Anayasa Mahkemesi konuya iliş-
25
kin kararında; esas maddeler ile geçici maddeler arasındaki uygulama çatışmasında
geçici maddelerin uygulama önceliğine sahip olduğu kanısındadır (Kuluçlu, 2008:9).
46. Bu açıklamalara göre, vergi hukukunda da hangi hukuk kuralının uygulanacağının
belirlenmesi için hükümlerin normlar hiyerarşisindeki yerinin, niteliklerinin ve yürürlük
tarihlerinin tespiti gerekmektedir. Yapılan bu tespit doğrultusunda, somut olayın özel-
liklerine göre, ilgili hükümler arasındaki alt ve üst norm ilişkisi, önceki düzenleme ve
sonraki düzenleme ilişkisi, genel hüküm ve özel hüküm ilişkisi, esas madde ve geçici
madde ilişkisine göre uygulama yapılacaktır. Bu bağlamda, emlak vergisinde uygula-
nacak olan öncelikli hukuk kuralı, diğer kanunlara göre özel kanun niteliğinde olan
Emlak Vergisi Kanunu’dur. Diğer hukuk kurallarının uygulanması da söz konusu ilke-
ler çerçevesinde belirlenecektir.
2. Emlak Vergisi
26
47. Emlak Vergisi servet üzerinden alınan vergilerden biridir. Servet vergilerinin ortak
özelliği, kişilerin ekonomik faaliyetlerinin değil de sahip oldukları iktisadi varlıkların
yükümlü tutulmasıdır. Gerçek veya tüzel kişilerin gayrimenkul malları üzerinde alınan
vergiler Emlak Vergisi olarak nitelenmektedir.
48. Emlak vergisi, gerçek veya tüzel kişilerin mülkiyetine sahip oldukları bina, arsa ve
arazilerden alınan özel nitelikli bir servet vergisi olup, kişilerin malvarlığının bulunma-
sının kendilerinin vergi ödeme gücüne sahip oldukları karinesini teşkil etmesinden
kaynaklanmaktadır.
49. Emlak vergisi, kişilerden değil, vergi konusu taşınmazın aynından kaynaklanan
objektif nitelikte (Tarin, 2013:58, Nas, 2014:124) bir vergidir. Vergilerinin taşınmaz-
27
ların gerçek değerlerine göre belirlenmemesi, vergiler içerisindeki payının düşüklüğü,
düz oranlı olması gibi hususlar başta gelmek üzere emlak vergisi bakımından birçok
eleştiri geçerliliğini korumaktadır (Kabakçı Karadeniz,2016: 981 v.d.).
25 Anayasa Mahkemesi, bu konuya ilişkin 28.1.1992 tarih ve E:1992/7, K:1992/2 sayılı kararında: Geçici maddeler,
genellikle geçiş dönemlerine ilişkin işlemlerin uygulama yöntemini ve kapsamını gösteren ayrık hükümleri içerirler.
Hukukta genel kural olarak, yasalar, yayımından sonraki olaylara ve durumlara uygulanırlar. Bu ilkenin en çarpıcı
ayrıklığı, yasalardaki geçici kurallardır. Bu nedenle yasaların geçici maddeleri ile esas maddeleri arasında çelişiklik
varsa, özel niteliği nedeniyle, esas maddeden önce uygulanırlar. Çünkü Yasakoyucu, kuralın ayrıklığında kamu yararı
görmüştür. Bilindiği gibi, özel düzenlemenin genel düzenlemeden önce geleceği hukukun genel bir ilkesidir. Bu ne-
denle, bir yasada öncelik alan geçici maddeler uygulanıp sonuçları tümüyle alındıktan sonra yürürlükten kalkmış
olurlar, içtihadında bulunmuştur.
26 Emlak; bina, arsa veya arazilerden yani binalı veya binasız tüm gayrimenkullerden oluşan servettir. Ev, arsa, bağ,
bahçe, tarla ve arazi gibi taşınmayan malların ortak adıdır. Servet ise, mal mülk, varlık anlamına gelmektedir.
27 Nitekim 6183 sayılı Kanun’un 21’inci maddesinin 2’nci fıkrasında, bina ve arazi vergisinin gayrimenkulün aynından
doğduğunu ifade eden hüküm bulunmaktadır.
14 | TBB