Page 43 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 43
Vergi Hukuku ve EmlakVergisi
2.1. Genel Olarak Emlak Vergisi
50. Emlak vergisi bir yerel yönetim finansmanıdır. Emlak vergisinde esas olan vergilerin
mahalli olarak alınması olup amaç; mahalli idareler tarafından tahsil edilen verginin,
mahalli hizmetlere harcanmasıdır. Emlak vergisinin kendisinden beklenen işlevleri
yerine getirebilmesi için vergi mükellefleri tarafından algılanacak kadar yüksek olması
gerekir. Bu yerel yönetim harcamalarının maliyetinin vatandaşlar tarafından farkına
varılması açısından önemlidir (Sağbaş, 2003:172). Vergiye ilişkin yasal düzelmelere
uyulmaması nedeniyle uygulamada, gerek belediyeler ve gerekse de mükellefler açı-
sından, birçok sorunla karşılaşılmaktadır.
51. Emlak vergisine ilişkin temel kanun, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’dur. Bu
Kanun’da emlak vergisinin, herhangi bir kavramsal tanımlaması yapılmamıştır. An-
cak, Kanunu’nun 1’inci maddesinde binaların bina vergisine ve 12’nci maddesinde
arazi ve arsaların arazi vergisine tabi olduğu belirtilmiştir. Bina vergisi ile arazi vergi-
sine ilişkin hükümler, zorunlu teknik farklılıklar hariç genelde aynıdır (Öncel v.d.,
2010: 359). Bu kapsamdan yola çıkılarak emlak vergisi; bina, arsa ve arazilere sahip
olmaktan kaynaklanan vergi olarak tanımlanabilir. Emlak vergisinde yetkili idare be-
lediyeler olup bu husus Emlak Vergisi Kanunu’nun çeşitli maddelerinde yer almış ve
37’nci maddesinde de bu kanunda geçen vergi dairesi tabirinin belediyeleri ifade
ettiği belirtilmiştir.
28
52. Özetle emlak vergisi, tahsilâtı belediyeler tarafından gerçekleştirilen bir servet vergisi
olup “bina vergisi” ve “arazi vergisi” olarak adlandırılan iki vergiden oluşmaktadır.
29
2.2. Emlak Vergisinin Tarihsel Gelişimi
53. Emlak vergisi, tarihin en eski vergi türlerinden biri olup kaynaklarda MÖ. 2000
yıllarında Çin’de ilk şeklinin ortaya çıktığına dair kayıtlar bulunmaktadır (Ak-
soy,1991:293). Emlak vergisi sanayileşme öncesinde çok önemli ve etkin bir gelir
kaynağını oluşturmuştur. Sanayileşmeyle ortaya çıkan yeni gelir kaynakları sonucun-
da eski önemini kaybetmiş olmakla birlikte hâlâ varlığını sürdürmektedir.
54. Osmanlı döneminde, Emlak Vergisi adı altında, bina ve arazi vergileri tahsil edilmiş
olmakla birlikte gerçek anlamıyla arazi vergisi “Arazi-i Kanunname-i Humâyunun” ile
uygulanmaya başlanmıştır.
54.1. Tanzimat döneminde; Devletteki tüm örfi vergiler bir vergide (bir tür baş vergisi olan
vergide) toplanmıştır. 1275-1277 (Miladi 1859-1861) yıllarında; tek vergiyle ilgili
kararlar alınmış ve bu vergi; bina ve araziden emlak vergisi; kazançlardan temettü
vergisi olarak ikiye bölünmüştür. Bu uygulamaya alt yapı oluşturmak üzere; 1274
28 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 59’uncu maddesi gereğince; büyükşehir belediyelerinde, büyükşehir sınırları ve
mücavir alanları içinde belediyelerince tahsil edilen emlak vergisi tutarının tamamı, ilgili ilçe belediyeleri tarafından
alınır. Emlak vergisinden Büyükşehir Belediyesine veya Özel İdareye ayrıca pay kesilmez.
29 Türkiye sınırları içinde bulunan binalar, bina vergisinin; arsa ve araziler de arazi vergisinin konusunu oluşturur.
TBB | 15