Page 478 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 478
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
ran idare tarafından ödeneceği, yükümlünün kamulaştırmadan sonraki yıl için emlak
vergisi ödeme mükellefiyeti bulunmadığı söylenebilecektir. 982
1420. Kamulaştırıldıktan sonra idarenin mülkiyetine geçen taşınmaz, bu dönemden sonra
kısıtlı emlak vergisi hükümlerine değil, muafiyet hükümlerine tabi olacaktır. 983
5.4.2.2.5. Kamulaştırma Yapılmaksızın El Konulan Taşınmazların Emlak Vergisi
1421. İmar Kanunu’nun 13’üncü maddesinde emlak vergisi ödemesi durdurulan
taşınmazların kamulaştırılması durumunda, durdurma tarihi ile kamulaştırma tarihi
arasındaki emlak vergisinin kamulaştırma yapan idare tarafından ödeneceği belirtil-
miş olmakla birlikte kamulaştırmasız el atma ile ilgili olarak herhangi bir hüküm bu-
lunmamaktadır.
1422. Kamulaştırmasız el atma, kamu idareleri tarafından usulüne uygun olarak yapılmış bir
kamulaştırma işlemi olmaksızın özel mülkiyette bulunan taşınmazlara fiilen el konul-
ması olarak tanımlanabilir. Kamulaştırmasız el atma durumunda taşınmazın gerçek
maliki tapuda malik olarak görünse bile fiilen taşınmazı üzerinde tasarruf etme imka-
nı kalmamaktadır. Kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olduğu durumlarda ger-
çek anlamda bir mülkiyetten ve emlak vergisi mükellefiyetinden söz etmek mümkün
olmayacaktır.
1422.1. Danıştay 9. Dairesi’nin kamulaştırma yapılmaksızın karayolu yapılmak sureti ile el
konulan bir taşınmazın malikinin emlak vergisi mükellefiyetini değerlendirdiği
12.03.1991 tarih ve E. 1989/843 K. 1991/796 sayılı kararı kararında: “Her ne ka-
dar 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesinde Arazi Vergisi mükel-
lefinin malik olduğu belirtilmiş ve Vergi Mahkemesince de ihtilaflı taşınmazın tapuda
halen yükümlü üzerine kayıtlı olduğu tespit edilmişse de, olayda söz konusu taşınma-
za kamulaştırma yapılmaksızın el konulduğu ve üzerinden Devlet Karayolu geçirildiği
anlaşılmış olup, ihtilaflı taşınmazı tapuda yükümlü adına kayıtlı bulunsa bile artık
yükümlünün bu taşınmaz üzerinde dilediği gibi tasarruf etme yetkisi ortadan kalkmış
olduğundan gerçek anlamda mülkiyetten söz edilmesi mümkün değildir” değerlen-
dirmesi yer almaktadır. 984
982 Danıştay 9. Dairesi’nin 29.06.2000 tarih ve E:2000/1167, K:2000/2251 sayılı kararı.
983 Bu konuya ilişkin olarak, Danıştay 9. Dairesi’nin, 17.1.1980 tarih ve E:1978/2140, K:1980/406 sayılı kararında:
Askeri bölgede olup askeri maksatlar için kullanılan arazinin Hazinenin mülkiyetinde bulunması dolayısıyla emlak
vergisinin yükümlüden tahsil edilmemesi gerekir. Yani mülkiyeti kamuya geçen taşınmazlar için kısıtlılık değil muafi-
yet hükümleri uygulanacaktır, açıklaması yer almaktadır.
984 Danıştay 9. Dairesi’nin 24.09.1997 tarihli ve E.1996/3371, K:1997/2693 sayılı kararında da: Taşınmaza beledi-
ye tarafından yol geçirmek suretiyle kamulaştırmasız el konulması üzerine açılan tazminat davası sonucu artırılan
bedel üzerinden kesilen kusur cezalı emlak vergisinin yerinde olmadığı, belirtilmiştir. Danıştay 9. Dairesi’nin
12.03.1991 tarih ve E:1989/843, K:1991/796 sayılı kararı; tapuda kayıtlı taşınmazına kamulaştırma yapılmaksızın
el konulan yükümlü adına emlak vergisini ödemediği nedeni ile ödeme emri düzenlenemeyeceği yönündedir. Ayrıca,
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 3086 sayı ve 27.08.2008 tarihli özelgesinde bu hususla ilgili olarak şu açıklama
yer almaktadır: Kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el konulan bir gayrimenkulün söz konusu kanun kapsamında kamu-
laştırıldığından söz etmek mümkün değildir. Kamulaştırmasız el atma halinde de bir bedel olmasına rağmen bu bedel
kamulaştırma bedeli olarak kabul edilemez ve 2942 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesinin tatbikine dayanak teşkil
edemez. Bu nedenle kamulaştırmasız el atılan taşınmaz için asliye hukuk mahkemesi kararı ile belirlenen tazminat
bedeli ile Emlak Vergisi tarhına esas olan vergi değeri arasındaki fark üzerinden cezalı Emlak Vergisi tarh edilmesi
450 | TBB