Page 482 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 482

Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması






                  bina ve arazinin de kısıtlı olarak kabul edilmesi gerekir. Danıştay 9. Dairesi’nin 18.04.2001 tarihli ve E:1999/3836,
                  K:2001/1604 sayılı kararı da aynı yöndedir: Askeri yasak bölgede bulunan taşınmazın Emlak Vergisi Kanunu’nun 30.
                  maddesi  uyarınca  kısıtlı  sayılması  gerekir.  Ayrıca,  Danıştay  9.  Dairesi’nin  22.1.1997  tarih  ve  E:1995/1269,
                  K:1997/241 sayılı kararında; Uyuşmazlığa konu taşınmazların imar planında yeşil alanda kaldığı belirtilen kısmının
                  1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu`nun 30. maddesi uyarınca kısıtlı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir, açıklama-
                  sına yer verilmiştir.
                  Danıştay  9.  Dairesi’nin  13.32013  tarih  ve  E:2009/6709  K:2013/1784  sayılı  kararı:  Dosyanın  incelenmesinden;
                  davacı  adına tarh  edilen arsa  vergisi  ve  fer'ilerinin kaldırılması  istemiyle  açılan  davanın  vergi  mahkemesince, söz
                  konusu taşınmazın tapu kayıtlarında arsa olarak tescilli olduğu ve 26.12.1989 tarihinde tapuya tescil edilerek imar
                  parseline  dönüştürüldüğü  açık  olduğundan,  arsa  vasfında  olduğu  kabul  edilerek  yapılan  cezalı  tarhiyatta  hukuka
                  aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 2003-2008 yıllarına ilişkin olarak tarh edilen arsa vergisi, ek vergi, kültür varlıkları
                  katkı payı ile kesilen vergi ziyaı cezası ve hesaplanan gecikme faizi yönünden davanın reddine karar verildiği, bunun
                  üzerine  davacı  tarafından  verilen temyiz  dilekçesinde;  söz  konusu taşınmaz  üzerinde tasarrufunun  kısıtlandığı,  bu
                  nedenle, emlak vergisinin 1/10 üzerinden ödenmesi gerektiğinin iddia edilmesi nedeniyle Dairemizce bu hususun
                  aydınlatılması amacıyla  17/09/2012  tarihinde  alınan ara  kararına cevaben davalı  Belediye tarafından gönderilen
                  bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının maliki olduğu İzmir İli, Balçova İlçesi, Onur Mahallesi, … pafta, … ada,
                  … nolu parselde kayıtlı 2225 m2'lik taşınmazın bulunduğu bölgenin 30.10.1981 tarihinde yapılan ve İzmir Büyükşe-
                  hir Belediyesi tarafından 23.5.1986 tarihinde onaylanan imar planında söz konusu taşınmazın" sağlık, sosyal, kültü-
                  rel, idari hizmet alanı" olarak ayrıldığı, taşınmaz için belirlenen imar koşulları arasında, kamu mülkiyetine geçmesi
                  gereken alanlar kamu mülkiyetine geçmeden inşaat izni verilmeyeceğinin belirtildiği ve bu suretle davacının taşınmaz
                  üzerindeki tasarrufunun kısıtlandığı anlaşılmaktadır. ...Bu nedenle, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 30'uncu
                  maddesine göre davacıya ait taşınmazın kısıtlı olduğunun kabul edilerek emlak vergisinin 1/10 oranında uygulanma-
                  sı gerekirken kısıtlılık hali gözardı edilerek tarhiyat yapılmasında ve açılan davanın bu kısmının vergi mahkemesince
                  reddedilmesinde isabet bulunmamaktadır.
                  Danıştay 9. Dairesi'nin 26.11.2015 tarih ve E: E:2012/7028 K :2015/14483 sayılı kararı: Olayda, davacıya ait Üskü-
                  dar İlçesi, …Pafta, ...Ada, ...Parsel numaralı taşınmazın, Boğaziçi Kanununa ekli Boğaziçi Alanı Krokisinden anlaşıldığı
                  üzere Boğaziçi geri görünüm bölgesinde olduğu,1998 yılından itibaren 1. Derece doğal sit alanında bulunduğu, 2007
                  yılı uygulama imar planında 4637 metre karelik taşınmazın 139 metre karelik kısmına günü birlik rekreasyon amaçlı
                  yapı izni verildiğinden bahisle davalı idare tarafından, tüm alan için emlak vergisi ve kültür varlıkları koruma katkı payı
                  tahakkuk  ettirildiği  görülmekte  ise  de,  davacıya  ait  7  parsel  numaralı  taşınmazda  izin  verilen  yapılaşma  türünün;
                  "günü  birlik  rekreasyon  amaçlı  bina"  olması  karşısında  davacıya  ait  taşınmazın  pürüzsüz  olarak  yapılanma  hakkı
                  kazandığından  söz  edilemeyeceği  açıktır.  …  Bu  durumda,  davacı  adına  tahakkuk  ettirilen  vergi  türleri  hakkında,
                  kısıtlılık hükümleri göz önünde bulundurularak ayrı ayrı değerlendirme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi
                  gerektiği  halde  eksik  incelemeye  dayalı  karar  verildiği  anlaşıldığından  temyize  konu  Vergi  Mahkemesi  kararında
                  hukuki isabet görülmemiştir.
                  Ancak, Gelir İdaresi Başkanlığı, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın, 12.09.2011 tarih ve 1575 sayılı, özgelgesinde
                  ise, Boğaziçi Öngörünüm Bölgesinde bulunan, Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu kararıyla belirlenen Boğaziçi Sit Alanı
                  ve Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında kalan, aynı planda “Ağaçsız Mesire
                  Alanı”  olarak  yer  alan  bir  gayrimenkulün  hiçbir  ilave  tesis  yapmamak  ve  mevcut  haliyle  kullanmak  şartıyla  kiraya
                  verilmesi üzerine, belediyesince kısıtlılık uygulamasının kaldırıldığı hususunda belediyece kısıtlı emlak vergisi uygula-
                  ması yapılan taşınmazın mevcut haliyle kullanılmak şartıyla kiraya verilmesi halinde emlak vergisi ödenip ödenmeye-
                  ceği  konulu  olarak;  üzerinde  kesin  yapılanma  yasağı  olmayan  söz  konusu  gayrimenkul  için,  2960  sayılı  Kanunun
                  17’nci maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden emlak vergisi muafiyeti ve
                  1319 sayılı Kanunun 30’uncu maddesine istinaden de kısıtlı emlak vergisinin uygulanması mümkün bulunmadığını
                  yönündedir. Özelgede, konu gayrimenkulün, üzerinde TAKS 0.01 ile inşaat sahası toplam 40 m2 olan ve H.max. 4.50
                  metre irtifada kafe, büfe ve WC tesisleri yapılabileceği bir taşınmaz olduğu hususu da yer almaktadır.
                  Özelge de ayrıca; “gayrimenkulün; 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 17’nci maddesi hükmü gereğince emlak vergisin-
                  den  muaf  olabilmesi  için,  niteliğinin  arsa  olması,  yapı  hakkı  verilmemesi  ve  ticari  gelirinin  olmaması;  2863  sayılı
                  Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 21’inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü gereğince emlak vergisin-
                  den muaf tutulabilmesi  için  de,  üzerine kesin  yapılanma  yasağı getirilmiş  kültür ve tabiat varlığı  olması gerektiği”
                  özellikle belirtilmiştir.
                  988  İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 26.04.2006 tarihli ve 2428 sayılı özelgesine göre; imar planında mezarlık yeri
                  olarak ayrılmış bulunan özel mülkiyetteki taşınmazların da kısıtlılık hükümlerinden yararlandırılması gerekir. Kesin-
                  leşmiş imar planlarında kısmen kamu hizmeti alanında kalan taşınmazların da kısıtlılık kapsamında değerlendirilmesi
                  gerekir. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 10.05.2010 tarih ve 25 sayılı özelgesine göre; 1/1000 ölçekli uygulama
                  imar planında dere mutlak koruma alanında kalan söz konusu taşınmazlardan dere mutlak koruma alanında kalması
                  nedeniyle  üzerinde  inşaat  yapılmasına  izin  verilmeyen  parseller  bulunması  halinde,  bu  parseller  için  kısıtlı  vergi
                  (verginin  1/10  unun  tahsili,  9/10  unun  tecili)  uygulanması  mümkün  bulunmaktadır.  Ancak,  imar  planında  konut
                  alanında kalan parsellerin tam olarak vergiye tabi tutulması gerekmekte olup bu parsellerin kısıtlı vergilendirilmesi
                  mümkün değildir.

                  454 | TBB
   477   478   479   480   481   482   483   484   485   486   487