Page 698 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 698

Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması

           2096.2.  Bu konularla ilgili olarak da hukuki bir sorun teşkil eden ve yasaların yorumu sonunda
                  çözümlenebilecek nitelikte olan uyuşmazlıkların vergi davasına konu edilebilecekleri
                  söylenebilirse de bu konularla ilgili olarak yararlanma şartlarının neler olduğunun da
                  göz  önünde  bulundurulması  gereklidir.  Örneğin  muafiyet  için  bildirim  şart  olmayan
                  hallerde bildirim yapılmazsa dahi geçmişe dönük zamanaşımı süresi içerisinde muafi-
                  yet uygulanması mümkünken, bildirim şartının öngörüldüğü muafiyet halleri için mua-
                  fiyetten  ancak  bildirimde  bulunulduğu  tarih  itibariyle  yararlanmak  mümkün  olabile-
                  cek, geçmişe dönük muafiyet uygulaması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle bildirim
                  şartının öngörüldüğü muafiyet ve benzeri hallerde bildirim yapılmasına rağmen mua-
                  fiyet uygulanmamışsa bu husus düzeltmeye konu olabilecekken, bildirimde bulunul-
                  madığı halde ilişkin olduğu dönemin muaf tutulması talebi düzeltme yoluyla ileri sürü-
                  lemeyecektir. Bu nedenle muafiyet, kısıtlılık 1544 , istisna ve indirim hususları bakımın-
                  dan vergi hatası olduğu iddiasıyla düzeltme yoluna başvurulmasının mümkün olduğu
                  söylenebilir. 1545   Bu  tür durumlarda  vergilendirme  hatalarının  oluşabileceğini  de  göz
                  önünde bulundurmak gereklidir.
           2097.  Tebligatlara ilişkin hatalı olduğu iddiaları, hata açık ve mutlak ise, örneğin mükellefle
                  aynı  isim  ve  soyadını  taşıyan  kişiye  tebligat  yapılmışsa,  düzeltmeye  konu  edilebilir.
                  Bunun dışında iddianın çözümünün vergi hatası dışında maddi olayların değerlendi-
                  rilmesi  ve  yorumunu  gerektirmesi  durumunda,  düzeltme  ve  şikâyet  yoluyla  yapılan
                  başvurunun  reddi  üzerine  açılacak  davalarda  tarhiyatın  esasına  yönelik  iddiaların
                  incelenmesinin  mümkün  değildir;  ilanen  tebligatın  hatalı  olduğuna  yönelik  iddialar
                  ihbarnamenin tebliği üzerine açılacak bir davada incelenebilecektir. 1546

                  1544  Danıştay 9. Dairesi’nin 28.05.2012 tarih ve E:2010/3771 K:2012/3033 sayılı kararı:1319 sayılı Emlak Vergisi
                  Kanununun 12. maddesinde, Türkiye sınırları içerisinde bulunan arazi ve arsaların bu kanun hükümlerine göre arazi
                  vergisine tabi olduğu, aynı Kanunun "ödeme süresi" başlıklı 30. maddesinde, Kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan
                  mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina arsa ve arazi vergisinin, kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil
                  olunacağı belirtilmiştir. ...1319 sayılı Kanunun 30. maddesinin değerlendirilmesinden, emlak vergisine konu taşın-
                  maz kısıtlılık hükümlerine sahip olsa dahi tahakkukun tam yapılacağı, ancak tahsilat safhasında tahakkuk ettirilen
                  verginin 1/10 unun tahsil edilerek 9/10'unun tecil edileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle kısıtlılık hükümlerinin uygu-
                  lanıp uygulanmadığı hususunun, ancak tahsilat safhasında incelenebilecek bir iddia olduğu sonucuna varılmaktadır.
                  ...Bu  durumda,  dava  konusu  olayda,  davacının  taşınmazın  tamamının  kısıtlı  olduğuna  ilişkin  olarak  ileri  sürdüğü
                  iddialarının esasının incelenebilmesi için, davacının davalı idareye, taşınmazlarının kısıtlılık hükümlerinden yararlan-
                  dırılması istemiyle yapmış olduğu başvurusunun davalı idare tarafından reddedildiğine ilişkin bir işlem tesis edilmiş
                  olması ya da kısıtlılık hükümleri uygulanmaksızın yapılan tahakkuk işlemi sonucunda emlak vergisinin ödenmemesi
                  üzerine ödeme emri düzenlenmesi ile birlikte idari davaya konu edilebilecek bir işlemin olması gerekmektedir. Dava
                  konusu olayda ise, davacının kısıtlılık isteminin reddine ilişkin herhangi bir başvurusu olmadan veya adına yapılan
                  emlak vergisi tahakkukunun tahsili amacıyla tanzim edilmiş bir ödeme emri bulunmadan "maliki olduğu taşınmazı
                  için kısıtlılık hükümleri uygulanarak emlak vergisinin bu şekilde tahakkuk ve tahsil edilmesi" istemiyle açılan davanın
                  2577 sayılı Kanunun 14'üncü maddesinin 3'üncü fıkrasının (d) bendi ve 15'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi
                  uyarınca  incelenmeksizin  reddi  gerektiğinden,  dava  dilekçesinde  aynı  yanlışlıklar  ikinci  kez  yapıldığının  anlaşıldığı
                  gerekçesiyle 2577 sayılı Kanunun 15/5 maddesi uyarınca davayı reddeden vergi mahkemesi kararı sonucu itibariyle
                  yerinde bulunmuştur.
                  1545  Bu hususlarla ilgili olarak ilgili bölümlerin Bildirim ve Hükümleri başlıklı kısımlarına bakılmalıdır.
                  1546   Danıştay  4.  Dairesinin  08.12.2004  tarih  ve  E:2003/256,  K:2004/2486  sayılı  kararı.  Danıştay  4.  Dairesi’nin
                  10.10.1996  tarih  ve  E:1995/5295,  K:1996/3586  sayılı  kararı  da  tebligata  yönelik  iddianın  vergilendirme  hatası
                  kapsamına  girmediği  yönündedir.  Danıştay  9.  Dairesi’nin  14.10.1997  tarih  ve  E:1996/2853,  K:1997/3037  sayılı
                  kararı;  ihbarnamelerin  tebliğinde  yapılan  hataların  213  sayılı  Kanun’un  116-118  maddeleri  uyarınca  düzeltme-
                  şikâyet yoluyla da giderilemeyeceği yönündedir. Bu durumda mükellefin tebligatın hatalı olduğu yönünde müracaat
                  yapması da menfaatine değildir. Tebligat hatalı olduğundan bu husus daha sonra ödeme emri gönderilse dahi ileri
                  sürülebilecek ve mahkemece dikkate alınarak ödeme emri iptal edilebilecektir.
                  670 | TBB
   693   694   695   696   697   698   699   700   701   702   703