Page 731 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 731

Emlak Vergisi Uyuşmazlıklarının Çözümü

                  Takdirin yapıldığı genel dönemlerde (2002 ve 2006 yılları) ve 1319 sayılı Emlak Ver-
                  gisi Kanunu’nun 33 üncü maddesinin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı sebeple-
                  rin doğması halinde mükelleflerce bildirim verme zorunluluğu getirilen hallerde yapı-
                  lan  emlak vergisi  tarhiyatına karşı  açılacak  davalarda dava  açma süresinin,  davalı
                  belediye tarafından mükellefe emlak vergisi tarhiyatına ilişkin herhangi bir yazı tebliğ
                  edilmiş ise bu yazının tebliğ tarihi dikkate alınarak hesaplanması, eğer belediye tara-
                  fından yazı tebliğ edilmemiş ise emlak vergisinin mükellef tarafından ödendiği tarih,
                  yapılan tarhiyatı öğrenme tarihi kabul edilerek dava açma süresinin ödeme tarihin-
                  den itibaren başlatılması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, dört yılda bir belediyelerce
                  yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, 29’uncu maddeye göre tespit edilen
                  vergi değeri üzerinden hesaplanan emlak vergisi, her bütçe yılının başından itibaren
                  o  yıl  için  tahakkuk  etmiş  sayılmaktadır.  1319  sayılı  Emlak  Vergisi  Kanun’una  göre
                  emlak vergisi her bütçe yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayıldığın-
                  dan, bu suretle tarh olunun vergiler mükellefe ayrıca tebliğ edilmeyecektir. Sözü edi-
                  len hükme göre, kanunen bütçe yılı başında tahakkuk etmiş olan emlak vergisinin,
                  mükellefine ayrıca bir yazı ile duyurulmasına gerek bulunmadığından, tahakkuk işle-
                  mine  karşı  açılacak  davanın  verginin  tahakkuk  etmiş  sayıldığı  bütçe  yılı  başından
                  itibaren  işlemeye  başlayan  otuz  günlük  idari  dava  açma  süresi  içerisinde  açılması
                  gerekmektedir. 1649

                  1319 sayılı Emlak Vergisi Kanun’una göre emlak vergisi her bütçe yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş
                  sayıldığından, bu suretle tarh olunun vergiler mükellefe ayrıca tebliğ edilmeyecektir. Sözü edilen hükme göre; kanu-
                  nen  bütçe  yılı  başında  tahakkuk  etmiş  olan  emlak  vergisinin,  mükellefine  ayrıca  bir  yazı  ile  duyurulmasına  gerek
                  bulunmadığından,  tahakkuk  işlemine  karşı  açılacak  davanın  verginin  tahakkuk  etmiş  sayıldığı  bütçe  yılı  başından
                  itibaren işlemeye başlayan otuz günlük idari dava açma süresi içerisinde açılması gerekmektedir.
                  Dosyanın  incelenmesinden,  davacı  kurumun  sahibi  olduğu  taşınmazlar  nedeniyle  2005  yılı  emlak  vergisi  birinci
                  taksidinin 26.5.2005 tarihinde ihtirazi kayıtla ödendiği ve bu tarihten itibaren 30 gün içinde faiziyle birlikte iadesi
                  istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
                  Dava konusu olayda, dava açma süresini yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirdiğimizde, takdirin
                  yapıldığı  2002  yılında  tarh  edildiği tarihte tahakkuk etmiş  sayılan  emlak vergisinin bildirilmesine  ilişkin  bir  yazının
                  davacı kuruma tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği düşünülebilirse de, davacı kurum tarafından 2003 ve
                  2004  yıllarına  ilişkin  emlak  vergilerinin  ödenmiş  olması  nedeniyle  tahakkukun  ödeme  sırasında  öğrenildiği  açık
                  olduğundan böyle bir araştırmaya gerek bulunmamaktadır.
                  Bu durum karşısında, davacı kurum adına 2005 yılı başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılan emlak vergisi-
                  ne karşı bu tarihten itibaren otuz gün içinde dava açılması gerekirken davacı kurum tarafından bu süre geçirildikten
                  sonra emlak vergisi birinci taksidinin ödendiği 26.5.2005 tarihinden itibaren otuz gün içinde açıldığı görülmekte olup
                  davanın usul yönünden süreaşımı nedeniyle reddi gerekirken, uyuşmazlığın esas yönünden incelenmesinde hukuka
                  uyarlık bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.
                  Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116 ncı maddesinde vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya
                  vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanım-
                  lanmış ve bu hatalar, hesap hataları ve vergilendirme hataları başlığı altında 117 ve 118 inci maddelerde iki ayrı grup
                  halinde düzenlenmiş, aynı Kanunun 124 üncü maddesinde de belediye vergileri hakkında vergi mahkemesinde dava
                  açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talebi reddolunanların şikayet yolu ile Belediye Başkanlığına müra-
                  caat edebilecekleri kurala bağlanmıştır.
                  Görüldüğü  üzere,  bir  vergilendirme  muamelesine  karşı,  vergi  mahkemesinde  dava  açma  süresi  geçtikten  sonra
                  davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. ila 126. maddeleri kapsamında, davalı idareye başvuruda bulunabi-
                  leceği ve bu başvuru üzerine tesis edilecek işleme karşı vergi mahkemesinde dava açabileceği tabiidir.
                  Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, Ankara 4. Vergi Mahkemesinin 27.10.2005 tarih ve E:2005/803,
                  K:2005/1412 sayılı kararının bozulmasına 8.10.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
                  1649   Danıştay 9. Dairesi'nin  6.11.2013  tarih ve  E:2010/8618  K:2013/9448  sayılı  kararı:  Buna  göre dört  yılda bir
                  belediyelerce yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, 29 uncu maddeye göre tespit edilen vergi değeri üzerin-
                                                                                    TBB | 703
   726   727   728   729   730   731   732   733   734   735   736