Page 749 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 749
Emlak Vergisi Uyuşmazlıklarının Çözümü
bölge idare mahkemesi veya Danıştay görevli dairesince durum, incelenerek karara
bağlanır. Bağlantının bulunup bulunmadığı yolundaki bölge idare mahkemesi ve Da-
nıştay kararları kesindir. Bağlantıya ilişkin işlemler sonuçlandırıldıktan sonra bu dava-
lara bakmakla yetkili kılınan mahkeme veya Danıştay, davalara bırakıldığı yerden
devam eder.
3.7. İlk İnceleme
2262. İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 14’üncü maddesinde dilekçeler üzerine yapılacak
ilk incelemeyi düzenlemiş bulunmaktadır. Buna göre, Buna göre, dilekçe mahkeme
başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından:
1) Görev ve yetki,
2) İdari merci tecavüzü,
3) Ehliyet,
4) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı,
5) Süre aşımı,
6) Husumet,
7) Dilekçede yer alması gereken unsurların yer alıp almadıkları ve birden fazla işle-
me karşı dava açılmasına ile birden çok kişinin dava açmasına uygun olup olmadıkla-
rı,
yönlerinden sırasıyla incelenir.
2263. İnceleme sonucunda Vergi mahkemesince:
Adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine;
İdari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkeme-
ye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli
veya yetkili mahkemeye gönderilmesine;
Ehliyetsizlik, 1696 idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem
olmama 1697 ve süre aşımı 1698 hallerinde davanın reddine;
1696 Bu hususta Emlak Vergisi Davalarında Taraflar başlığındaki açıklamalara bakılmalıdır.
1697 Vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları
kararlarının tebliğ edilmiş olması; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi
yapan tarafından verginin kesilmiş olması lazımdır (Vergi Usul Kanunu 378’inci maddesi uyarınca). Bu durumda ilk
incelemede bu hususlar yönünden de inceleme yapılması gereklidir
1698 Danıştay 9. Dairesi’nin 21.01.2004 tarih ve E:2001/1907, K:2004/537 sayılı kararı; yükümlü tarafından ödeme
emrine ilişkin tebliğ alındısındaki imzanın kendisine ait olmadığı ileri sürüldüğünden, tebliğin usulüne uygun olup
olmadığı ve söz konusu imzanın yükümlüye ait olup olmadığı araştırılmadan davanın süre aşımı nedeniyle reddedil-
mesinde isabet görülmediği, yönündedir. Danıştay 3. Dairesi’nin 26.11.2001 tarih ve E:2000/412, K:2001/4141
sayılı kararı; dava açma süresinin başlangıç yönünden vergi-ceza ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin belgede yer alan
imzanın davacıya ait olup olmadığının yaptırılacak bilirkişi incelemesiyle saptandıktan sonra karar verilmesi gerektiği,
yönündedir. Danıştay 7. Dairesi’nin 09.07.1984 tarih ve E:1984/1081, K:1984/1385 sayılı kararı; dava açma süre-
sinin, resen incelenecek konulardan olduğu, dava açma süresi hak düşürücü bir süre olup, bu sürenin mücbir sebep-
lerle durmayacağı ve kesinleşeceği, yönündedir.
TBB | 721