Page 751 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 751

Emlak Vergisi Uyuşmazlıklarının Çözümü

                  karar verilir.
           2264.  Dilekçe red kararına karşı istinaf yoluna gidilemez. Davacı tarafından usulüne uygun
                  olarak verilecek yeni dilekçeden harç alınmaz. 1704  Ancak yeniden verilen dilekçelerde
                  aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde dava reddedilir. 1705

                  3.8.  Dava Açılmasının Sonuçları

           2265.  Dava açılması ile bir takım sonuçlar meydana gelir. Bunlar; zamanaşımı, derdestlik,
                  hüküm verme zorunluluğu, talep ve savunmanın sınırlandırılması ve yürütmenin dur-
                  durulması hususları bakımından ayrı ayrı incelenebilir (Gözübüyük, 2003: 448v.d.).




                  hükümlerine göre 1/10'u aşan kısmının iptali ve iadesi istemiyle dava açılmış ise de; davacıların dava açma yoluna
                  gitmeden  önce  aynı  taleple  davalı  idareye  başvurduğu,  bu  başvurunun  213  sayılı  Vergi  Usul  Kanununun  116.  ve
                  müteakip maddelerine uygun bulunmadığından bahisle reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, dava
                  dilekçesinde  de  düzeltme  başvurusundan  bahsedildiği,  bu  anlamda  davacıların  gerçek  iradelerinin  aslında  vergi
                  hatası  kapsamında  yapılan  düzeltme  başvurusunun  reddine  yönelik işlemin  iptaline  ilişkin  olduğu  anlaşıldığından,
                  uyuşmazlığın düzeltme-şikayet müessesesi çerçevesinde ele alınması gerekmektedir. ...Vergi Usul Kanununun yuka-
                  rıda sözü edilen hükümleri uyarınca, vergi mahkemesinde dava açma süresinin geçirilmesinden sonra yapılan dü-
                  zeltme başvurusunun reddedilmesi durumunda şikayet yoluyla belediye başkanlığına başvurulması ve ancak başkan-
                  lığın  olumsuz  yanıtı  üzerine  bu  işlemin  iptali  istemiyle  dava  açılması  mümkün  olduğundan,  belediye  başkanlığına
                  başvurulmadan açılan davada, Vergi Mahkemesince merciine tevdi kararı verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı
                  yönünden reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
                  Danıştay 9. Dairesi’nin 08.10.2008 tarih ve E:2006/2431, K:2008/4472 sayılı kararında; vergi mahkemesi tarafın-
                  dan merciine tevdi kararı verilebilmesi için, davacı tarafından dava konusu edilen işleme karşı vergi mahkemesinde
                  dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme taleplerinin reddolunması ve bu red işlemine karşı süresinde
                  dava açmış olmaları gerektiği, belirtilmiştir. Bu karar ve yukarıda Şikayet Yolu ile Müracaata ilişkin yaptığımız açıkla-
                  malar göz önünde bulundurularak, şikayet yoluna başvurulmamasının idari merci tecavüzü kararı verilebilecek tek hal
                  olduğu söylenebilir. Bu durumda davanın açıldığı tarih Belediye Başkanlığı’na başvuru tarihi olarak kabul edilir. Dilek-
                  çenin Belediye Başkanlığına tevdii halinde, şikâyet yolu ile yapılan başvuruya ilişkin yukarıda yapılan açıklamalar bu
                  durumda da söz konusu olacaktır.
                  1704   Danıştay  3.  Dairesi’nin  23.09.2008  tarih  ve  E:2007/1579,  K:2008/2822  sayılı  kararında:  Dilekçe  ret  kararı
                  üzerine, davacı tarafından "dava dilekçesine ek beyanlardır" açıklaması ile verdiği dilekçenin, davanın yenilenmesine
                  ilişkin bir dilekçe olduğu sonucuna varıldığından, vergi mahkemesince süresinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın
                  reddedilmesi, hukuka uygun görülmemiştir.
                  1705  Danıştay 3. Dairesi’nin 03.02.1994 tarih ve E:1993/658, K:1994/299 sayılı kararı; dava dilekçesinin mahkeme-
                  ce reddinden sonra yeniden verilecek dilekçelerde aynı yanlışlıkların yapılması durumunda davanın reddi gerektiği,
                  yönündedir.
                  Danıştay  9.  Dairesi’nin  28.05.2012  tarih  ve  E:2010/3771  K:2012/3033  sayılı  kararı:1319  sayılı  Emlak  Vergisi
                  Kanununun 12. maddesinde, Türkiye sınırları içerisinde bulunan arazi ve arsaların bu kanun hükümlerine göre arazi
                  vergisine tabi olduğu, aynı Kanunun "ödeme süresi" başlıklı 30. maddesinde, Kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan
                  mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina arsa ve arazi vergisinin, kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil
                  olunacağı belirtilmiştir. ...1319 sayılı Kanunun 30. maddesinin değerlendirilmesinden, emlak vergisine konu taşın-
                  maz kısıtlılık hükümlerine sahip olsa dahi tahakkukun tam yapılacağı, ancak tahsilat safhasında tahakkuk ettirilen
                  verginin 1/10 unun tahsil edilerek 9/10'unun tecil edileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle kısıtlılık hükümlerinin uygu-
                  lanıp uygulanmadığı hususunun, ancak tahsilat safhasında incelenebilecek bir iddia olduğu sonucuna varılmaktadır.
                  ...Bu  durumda,  dava  konusu  olayda,  davacının  taşınmazın  tamamının  kısıtlı  olduğuna  ilişkin  olarak  ileri  sürdüğü
                  iddialarının esasının incelenebilmesi için, davacının davalı idareye, taşınmazlarının kısıtlılık hükümlerinden yararlan-
                  dırılması istemiyle yapmış olduğu başvurusunun davalı idare tarafından reddedildiğine ilişkin bir işlem tesis edilmiş
                  olması ya da kısıtlılık hükümleri uygulanmaksızın yapılan tahakkuk işlemi sonucunda emlak vergisinin ödenmemesi
                  üzerine ödeme emri düzenlenmesi ile birlikte idari davaya konu edilebilecek bir işlemin olması gerekmektedir. Dava
                  konusu olayda ise, davacının kısıtlılık isteminin reddine ilişkin herhangi bir başvurusu olmadan veya adına yapılan
                  emlak vergisi tahakkukunun tahsili amacıyla tanzim edilmiş bir ödeme emri bulunmadan "maliki olduğu taşınmazı
                  için kısıtlılık hükümleri uygulanarak emlak vergisinin bu şekilde tahakkuk ve tahsil edilmesi" istemiyle açılan davanın
                  2577 sayılı Kanunun 14'üncü maddesinin 3'üncü fıkrasının (d) bendi ve 15'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi
                  uyarınca  incelenmeksizin  reddi  gerektiğinden,  dava  dilekçesinde  aynı  yanlışlıklar  ikinci  kez  yapıldığının  anlaşıldığı
                  gerekçesiyle 2577 sayılı Kanunun 15/5 maddesi uyarınca davayı reddeden vergi mahkemesi kararı sonucu itibariyle
                  yerinde bulunmuştur.

                                                                                    TBB | 723
   746   747   748   749   750   751   752   753   754   755   756