Page 792 - Emlak Vergisi Uygulaması 2019
P. 792
Açıklamalı ve İçtihatlı Belediyelerde Emlak Vergisi Uygulaması
2430. Borcun olmadığına dair yapılan itiraz nedeni olarak; borcun tamamen ödenmiş
olduğu, vadenin dolmamış olduğu, tarhiyata ilişkin yapılan tebligatın usulsüz olduğu,
bahis konusu borcun tahakkuk zamanaşımına uğradığı, şahısta hata yapıldığı, tekin,
mücbir sebep ve uzlaşma gibi birçok neden sayılabilir (Ercan,2011:15). Borcun ol-
madığına dair iddia, borcun tamamen ödendiği, borcu kalmadığı, adına tarh ve tebliğ
edilerek kesinleşmiş ve ödenecek safhaya gelmiş vergi ve ceza olmadığı 1780 veya
henüz vadesinin gelmediği gibi halleri kapsamaklar. 1781
2431. Borcun kısmen ödendiği yönünde iddia varsa, bu kısmın miktarı ile ilişkin olduğu
dönem ve tutarın belirtilmesi gerekmektedir. Ödeme emrindeki itiraz edilmeyen kısım
için belediyeye mal bildiriminde bulunulması zorunludur.
1780 Danıştay 3. Dairesi’nin 01.12.2004 tarih ve E:2004/1211, K:2004/2983 sayılı kararı; ilk taksidi vadesinde
ödendikten sonra mahkeme kararına göre davacıya iade edilen ve Danıştay bozma kararından sonra vadeyi belirle-
yen ihbarnamenin tebliği beklenmeden vergi dairesine ödenen vergiden dolayı gecikme zammı hesaplanmasını
gerektirecek vadesi geçmiş bir amme alacağının bulunduğundan söz edilemeyeceğinden borcu bulunmayan davacı
adına düzenlenen ödeme emrinin iptali yolundaki vergi mahkemesi kararına yönelik temiz isteminin reddi gerektiği,
yönündedir.
1781 Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 10.06.1988 tarih ve E:1988/78, K:1988/20 sayılı kararı. Ayrıca;
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 19.06.1987 tarih ve E:1987/7, K:1987/19 sayılı kararı; Vergi muafi-
yeti iddiasının mükellef tarafından 6183 sayılı Kanun’un 58’inci maddesinde yer alan "böyle bir borcun olmadığı
kapsamında, ödeme emrine karşı açılan davada ileri sürülebileceği yönündedir. Danıştay 3. Dairesi’nin 02.04.1997
tarih ve E:1996/3207, K:1997/1236 sayılı kararı; ödeme emrine karşı açılan davada muafiyet ve istisna iddialarının
"borcum yoktur" kapsamında kabul edilmesi gerektiği, yönündedir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun
17.01.1997 tarih ve E:1995/136, K:1997/16 sayılı kararı; vergi ve ceza ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak
tebliğ edilmediği yolundaki iddiaların, "ödeme emri ile istenebilecek bir borcun bulunmadığı" iddiası kapsamında
değerlendirilmesi gerekeceği, yönündedir. Danıştay 7. Dairesi’nin 27.04.1994 tarih ve E:1994/2258, K:1994/4358
sayılı kararı; ilanen tebligatın usulsüzlüğü yolunda ileri sürülen iddianın "borcum yok" kapsamında değerlendirilmesi
gerektiği yönündedir.
Danıştay 9. Dairesi’nin 08.04.2008 tarih ve E:2007/1930, K:2008/1817 sayılı kararı; davacının taşınmazına ilişkin
olarak ileri sürdüğü kısıtlılık iddiasının, ödeme emri aşamasında "borcum yoktur" kapsamında incelenmesi gerektiği,
yönündedir. Danıştay 9. Dairesi’nin 25.4.2013 tarih ve E: 2010/1067, K:2013/4050 sayılı kararı; davacının muafiyet
iddiasının, 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesine göre "böyle bir borcu olmadığı" kapsamında değerlendirilmesi
gerektiği, yönündedir. Danıştay 9. Dairesi’nin 29.04.2014 tarih ve E: 2011/1486, K:2014/1903 sayılı kararı; Dava-
cının taşınmazı üzerinde kesin yapılaşma yasağı olması nedeniyle emlak vergisinden muaf olduğu iddiasının doğrulu-
ğu halinde, vergiden muaf olan yer için emlak vergisi ve katkı payı salınması, ceza kesilmesi ve gecikme zammı
hesaplanması hukuka aykırı olacağından bu durumun 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinde yer verilen "böyle bir
borcun olmadığı" kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Danıştay 9. Dairesi’nin 10.03.2014 tarih ve E:2010/1817 K:2014/854 sayılı kararı: Dosyanın incelenmesinden;
Karayolları Genel Müdürlüğü ile davacı arasında yap-işlet-devret modelinden hareketle imzalanan sözleşme sonu-
cunda, davalı belediye sınırları içinde İzmir çevre yolu 2+600 km'de bulunan otoyol hizmet tesislerinin inşa edildiği ve
davacıya 49 yıllığına işletme hakkı tanındığı, davacının intifa hakkı sahibi olarak emlak vergisinin de mükellefi oldu-
ğundan bahisle davalı belediye tarafından dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin iptali istemiyle
açılan davanın; davacının mükellef olup olmadığı hususunun Mahkemelerinin 8.1.2009 tarih ve E:2008/942,
K:2009/30 sayılı kararında irdelendiği, bu kararda davacının emlak vergisinin mükellefi olduğu sonucuna varıldığın-
dan usulüne uygun olarak tahakkuk eden bina vergisi ve fer'ilerinin süresinde ödenmemesi üzerine düzenlenen
ödeme emrinin yasal olduğu gerekçesiyle reddine hükmeden Vergi Mahkemesi kararının; sözleşme uyarınca tapuda
intifa hakkı tesis edilmediği, mülkiyetin devlete ait olduğu ve emlak vergisinin mükellefi olmadıkları ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir. ...Olayda, davacının mükellef olduğu yönündeki Vergi Mahkemesinin 8.1.2009 tarih ve
E:2008/942, K:2009/30 sayılı kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 29.3.2012 tarih E:2009/2361,
K:2012/899 sayılı kararı ile bozulduğu görüldüğünden, davacının emlak vergisi mükellefi olmadığı yönünde ileri
sürdüğü iddianın Vergi Mahkemesince yukarıda anılan Kanunun 58. maddesinde öngörülen "borcum yoktur" kapsa-
mında değerlendirilmesi ve buna göre karar verilmesi gerekirken, davanın reddinde isabet görülmemiştir.
764 | TBB